|
KAFKAS İŞADAMLARI DERNEĞİ |
|
KAFİAD Kafkas İş Dünyası Değerlendirme Toplantılarından yedincisini Ankara'da gerçekleştirdi.
Kafkas İş Adamları Derneği (KAFİAD), Kafkas İş Dünyası
Değerlendirme Toplantılarından yedincisini 03 Nisan 2015
tarihinde Crowne Plaza Ankarada gerçekleştirdi.
Toplantıya Cihan Candemir, Mustafa Demir, Yusuf Taymaz, Ersin
Aşan, Cengiz Atalar, Yaşar Aslankaya, Turhan Yılmaz, Erkan
Baykuş, Murat Canlı, Recami Bursa, Fikret Öztürk, Hasan Kanbolat,
Berksan Büyükyıldız ve Cumhur Bal katıldılar.
Saat 20.00 de başlayan yemekli toplantının sunumunu ve
moderatörlüğünü T24 internet gazetesi ekonomi yazarı Vedat Özdan
yaptı. Vedat Bey 2015 YILININ SİYASİ VE EKONOMİK GERÇEKLERİ
başlıklı sunumunu 9 tespit altında değerlendirdi.
SUNUMUN ÖZETİ:
Tepit 1
Sıralama Hindistan, Japonya, Almanya, Rusya, Brezilya, Fransa ve
Endonezya şeklinde devam ediyor.
Tespit 2
Batıda yaşlı nüfus çok önemli bir sorun haline geldi.
Bir OECD raporuna göre dünya ekonomisinin hızlı büyüyememesinin
önemli bir nedeni gelir ve servet dağılımındaki eşitsizlik.
Dünya ekonomisinin yeterince büyümemesi, konvansiyonel
politikalarla genç işsizliğine çözüm bulunamaması, gelir ve
servet dağılımının bozulmaya devam etmesi, orta sınıfın net
borçluluğunun artması türü olumsuz gelişmeler, küresel siyasal
iklimi daha sert ve acımasız hale getirebilir.
Tespit 3
Tespit 4
Dünyanın en büyük 6. ekonomisi olan Rusyanın 2013 yılı ihracatı
(petrol-doğalgaz hariç) neredeyse Belçikanınki kadardı.
Tespit 5
Bu haliyle ve mevcut konjonktürde Rusyanın Türkiyenin kalıcı
stratejik müttefiki olması ve Şanghay Beşlisinin ABnin
alternatifi olması mümkün değil.
ABD kaya petrolü ve gazı üretimi sayesinde dünyanın en fazla
petrol üreten ülkesi haline gelmiş ve ihracat yasağını
gevşetmiştir. ABDnin petrole bağımlılığı bitmiştir. O nedenle
ABD için Orta Doğunun eski önemi kalmamıştır. Petrolü
kullanarak ABDyi etkisiz hale getirmek kolay değildir. Bu
çerçevede İranı petrol arızını artırmak ve ABD karşıtı ittifakı
gevşetmek amacıyla küresel siteme yeniden entegre etmek,
önümüzdeki ayların gündem maddesidir.
Tespit 6
Tespit 7
Bu ülkeler: Daha fazla dış finansmana ihtiyaç duyan, Düşük döviz
rezervine sahip olan, yüksek kaldıraç oranına sahip olan, Hassas
borç yapısı olan, Zayıf politik çerçevesi olan ve Politik
kırılganlıkları olan ülkeler olacak. Maalesef bu ülkeler
sıralamasında Türkiye de ön sıralarda bulunmaktadır.
Tespit 8
IMF tahminine göre 2019 yılında dünyanın en büyük ilk 10
ekonomisi sıralamasında bir değişme olmayacak. AKP iktidarının
hayali 2023 hedeflerine ulaşmak mümkün değil.
2014 yılında GSYH 800 milyar dolar, kişi başına düşen gelir 10
bin 404 ABD doları oldu. 2013 yılında GSYH 820 milyar dolar,
kişi başına düşen gelir 10 bin 822 ABD dolardı.
Öncü göstergeler 2015 yılının büyüme, ihracat, işsizlik oranı ve
finansman kalitesi bakımından parlak geçmeyeceğini söylüyor.
Hükümetin 2015 yılı ekonomik hedeflerinin tutmayacağı da
anlaşıldı.
Yüzde 4 büyüme, 850 milyar dolar GSYH, 10.936 dolar kişi başına
gelir hedefleri tutmayacak.
2015te 850 milyar dolar GSYH hedefi, 2015 yılında ortalama
Dolar/TL kurunun 2.29 TLde kalacağı varsayımına dayanıyor.
Yılın geri kalan kısmında kurun ortalamada 2.29un altında
kalacak şekilde inmesi mümkün değil. Velev ki Merkez Bankası en
az 3 puan faiz artırmasın! Ya da yüzde 5in üzerinde bir büyüme
ve yüzde 5in altında bir cari açık için sihirli bir formül
bulunsun.
İşsizlik, hedeflenen yüzde 9,5 oranının çok üzerinde çift haneli
düzeylere çıkacak.
Yıllık enflasyonda yüzde 6,3 hedefi imkansız görünüyor.
Reel kesimin 183 milyar dolar döviz açığı ve ülkenin kısa vadeli
finansman açığı büyük bir risk.
Tespit 9
Erdoğanın hükümet ve devlet kurumları üzerindeki vesayeti
ülkeye zarar verici boyutlara ulaştı. Pek duracağa da
benzemiyor. Henüz sonuçlarını görmedik ama, AKPde üç dönem
kuralının pratikte bir karşılığı olacak. Halen atanmış bir
Başbakanımız var. 7 Haziran sonrasında yine iktidarda AKP olursa
Başbakan Ahmet Davutoğlu beni de halk seçti diyecektir.
Bir başka risk, çözüldüğü varsayılan Kürt Sorunu.
Öyle anlaşılıyor ki HDP barajı aşsa da aşmasa da Kürt Sonunu
çözülmemiş halde gündemde kalmaya devam edecek. Dün Balıkesirde
yaptığı konuşmada Erdoğan şunu söylemiş: Kardeşim ne Kürt
sorunu ya. Artık böyle bir şey yok.
Açıkçası tek başına iktidar olmakla siyasi istikrar arasındaki
ilişkinin iyice koptuğu bir dönemdeyiz.
AB çıpası çoktan kayboldu!
Medeniyetler İttifakı Projesinin rafa kaldırılması, bizimle bir
şekilde bağlantısı olduğu yazıla gelen IŞİD meselesi, ABDden
Esada verilen açık destek, kaya petrolü ve gazı devrimi
nedeniyle ABDnin coğrafi odağının Orta Doğudan Uzak Doğuya
kayması, Türkiyenin İslam ülkelerine rol model olma işlevini
yitirmesi vb nedenlerle; uzunca bir süredir ekmeğini yediğimiz
stratejik konum, coğrafi önem söylemi de para etmez oldu.
Soru şu: Türkiye yolunu demokrasi, özgürlükler, sivilleşme ve
yerellikten yana mı kuracak, yoksa otoriterleşme, kutuplaşma ve
merkezileşmeden yana mı?
Ne yapmalı ?
Türkiyede kurumsal kalitesini artırmak, eğitim sistemini,
radikal bir şekilde değiştirmek, yolsuzluktan arınmak, yargı
bağımsızlığını sağlamak, kuvvetler ayrılığını tesis etmek,
özgürlükçü ve tahammüllü bir demokrasi kültürü geliştirmek, Kürt
sorununu çözmek, dış politikada ülke çıkarlarına uygun bir
rotaya dönmek, hızlanma arefesinde olan kaliteli beşeri sermaye
kaçışını önleyici söylem ve eylemlerle büyümek ve işsizlik
sorununa çare üretmek gerekiyor.
20 Marttaki Fitch gözden geçirmesinin ardından Türkiyenin
makro gelişmelerine ilişkin yeni bir değerlendirme yapılmazken,
kurumsal yönetim standartları ve kurumların bağımsızlığı
maddelerine atıflar gördük.
Moodys, Türkiyeyi en düşük yatırım yapılabilir seviye olan
Baa3te değerliyor ve görünüm negatif. Nisan 2014te Türkiyenin
uzun vadeli kredi notunu teyit eden ancak görünümü negatife
indiren kuruluş sonraki Ağustos ve Aralık toplantılarında nota
ilişkin değerlendirmede bulunmamıştı.
Kurumların yapısı ve para politikasında öngörülebilirlik gibi
Moodys tarafından dile getirilen ve her kurumun dönemsel
değerlendirmesine göre ve kurumun kendi kriterlerine göre
subjektiflik gösterebilen konularda da görünüm ya da notu
değiştirmeye sebebiyet verecek büyüklükte bir vurgu
öngörmüyoruz.
Nisan 2014te görünümü düşük büyüme, artan siyasi belirsizlik ve
dış finansman ihtiyacı gibi maddelere bakarak indirmişti.
Yukarıda bahsettiğimiz mantıktan hareketle kurum
değerlendirmesinde herhangi bir değişiklik öngörmüyoruz ve bu
değerlendirmenin piyasaya etkisinin nötr olmasını bekliyoruz. |
|
Paylaş Tweet | |
KAFİAD |
|