BDDK Başkanı Akben: Bankalara iletmiş olduğumuz talimatların
uygulamasını yakından izliyoruz
BDDK Başkanı Akben, bankalara ilettikleri talimatların
uygulamasını yakından izlediklerini belirtti.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet
Ali Akben, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının üretime ve
istihdama olumsuz etkisini mümkün olan en az seviyeye indirmek
bakımından bankalara önemli görevler düştüğünün altını çizdi.
Bu nedenle kredi limiti olan firmaların likidite ve nakit
ihtiyacına yönelik taleplerinin hızlıca karşılanması ve kredi
limitlerinin kullandırılmasında kısıtlamaya gidilmemesi, kredi
geri çağırma, mevcut kredi limitini kullandırmama, fiyat
artırma, teminat şartlarını zorlaştırma, makul faiz oranlarıyla
yeniden yapılandırma yapmama gibi uygulamalardan özenle
kaçınılması yönünde bankalara talimat verdiklerini hatırlatan
Akben, "Bankalara iletmiş olduğumuz talimatların uygulamasını
yakından izliyoruz.Tüm bankalarımızı müşteri odaklı davranmaya,
kredi kanallarını açık tutmaya, kurumumuz ve sektör birlikleri
tarafından alınan kararlara uymaya davet ediyorum." ifadelerini
kullandı.
BDDKdan finansal istikrara destek
Mehmet Ali Akben, AA muhabirinin Kovid-19 kapsamında atılan
adımlara, son dönemdeki kredi gelişmelerine, bankalara iletilen
talimatların uygulanıp uygulanmadığına ve bankacılık sektörünün
yılın ikinci yarısında nasıl bir tablo çizeceğine ilişkin
sorularına şu cevapları verdi:
"Kovid-19 salgını nedeniyle finansal piyasalarda oluşan
dalgalanmaların etkilerini azaltmak ve finansal istikrarı
korumak amacıyla atılmakta olan adımlar kapsamında bankaların
yurt dışı yerleşikler ile gerçekleştirdiği türev işlemlerde
uygulanmakta olan vade ve miktar kısıtlamalarını yeniden
düzenledik. 1 haftaya kadar vadelerde yurt dışı yerleşiklerden
TL alınarak döviz verilmesi şeklinde yapılan swap işlemlerinde
uyguladığımız, işlemi yapan bankanın öz kaynaklarının yüzde 10'u
nispetindeki sınırı 1 hafta için yüzde 1, 30 gün için yüzde 2,
bir yıl için ise yüzde 10'u oranında belirledik. Temel amacımız
belirli dönem ve vadelerde biriken işlemlerin finansal
piyasalardaki muhtemel bozucu etkisini bertaraf etmektir.
Bankaların daha uzun vadeli ve zamana yayarak, belirli vadelerde
birikme olmaksızın bu tarz işlemleri yapmalarını doğru
buluyoruz. İsteyen banka önümüzdeki 5 yıla dağıtmak suretiyle öz
kaynaklarının yüzde 50'si oranında TL alım swapı yapabilecektir.
İsterse 10 yıla yayarak öz kaynaklarının yüzde 100'ü kadar da TL
alım swapı yapabilecektir. Ayrıca, bu kapsamda alınan kararların
küresel ölçekte yaşanan olağanüstü bir dönemle ilgili olduğunu,
ihtiyaç duyulması halinde değişen koşullara göre farklı adımlar
da atabileceğimizi belirtmek isterim. Buna ilaveten, Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Ekonomik İstikrar Kalkanı
tedbirleri kapsamında swap imkanlarını artırdığını duyurmuştu.
Bu kapsamda bankaların piyasa koşullarında swap imkanlarını TCMB
üzerinden sağlayabilmesi mümkündür. Yurt içinde yapılacak
swaplara yönelik herhangi bir kısıtlamamız söz konusu değildir.
Yeni bir başka uygulamamız da yurt dışı yerleşik finansal
kuruluşlarla yapılan TL verip döviz alma şeklindeki swap
işlemlerinde öz kaynakların yüzde 10 nispetindeki sınırın yüzde
1'e düşürülmesidir. Uzun zamandır bankalarımız bu türden swap
işlemlerini yapmaktan kaçınmaktaydı. Şu aşamada TL daha çok yurt
içinde gerekli ve faydalı olacaktır. İhtiyaç duyan bireysel
müşteriler, esnaf, KOBİ'ler ve diğer işletmeler bu dönemde
bankaların desteğine her zamankinden daha çok ihtiyaç
duyuyorlar. Bu düzenlemeleri yaparken bankalarımızın yurt dışı
yerleşiklerle yapacakları hiçbir işlem türüne ilişkin
yasaklayıcı bir tavır almadık. Bu çerçevede bankaların işlem
setinde herhangi bir değişim de söz konusu değildir. Yurt dışı
yerleşik bankalarla yapılan yüzlerce tür işlem yine yürütülmeye
devam edilecektir. Öte yandan bu uygulama ile finansal
kuruluşlarımızın kaynaklarını ihtiyaç duyan kesimlere
yönlendirmelerini hedefliyoruz. Finansal kuruluşların aracılık
fonksiyonunu yerine getirmelerinde düzenleyici ve denetleyici
otorite olarak görevimizi titizlikle yürüteceğiz."
Kamu bankalarında krediler artarken özel bankalarda azaldı
"Son dönemde özel bankalara yönelik çok şikayet var. Ekonomik
İstikrar Kalkanı kapsamında kamu bankalarının gösterdiği
performansın çok gerisinde kaldığı ifade ediliyor. Hazine ve
Maliye Bakanı Sayın Berat Albayrak da banka yönetimleri
arasındaki bu ayrışmaya dikkati çekerek özel bankaların da elini
taşın altına koyması gerektiğini belirtiyor. Türk bankacılık
regülasyonunun başındaki isim olarak, son dönemdeki kredi
gelişmelerini siz nasıl değerlendiriyorsunuz?"
"Yaşadığımız sürecin üretime ve istihdama olumsuz etkisini
mümkün olan en az seviyeye indirmek bakımından bankalarımıza
önemli görevler düşmektedir. Bu nedenle, kredi limiti olan
firmaların likidite ve nakit ihtiyacına yönelik taleplerinin
hızlıca karşılanması ve kredi limitlerinin kullandırılmasında
kısıtlamaya gidilmemesi, kredi geri çağırma, mevcut kredi
limitini kullandırmama, fiyat artırma, teminat şartlarını
zorlaştırma, makul faiz oranlarıyla yeniden yapılandırma yapmama
gibi uygulamalardan özenle kaçınılması yönünde bankalara talimat
verdik. Ayrıca, Kovid-19 salgınıyla ilgili tedbirlerden
etkilendiği için nakit akışı bozulan firmalar ile gerçek
kişilere ilave finansman desteği sağlanması ve bunlara
kullandırılan kredilerin müşterilerin talebi halinde kredi
anapara ve faiz ödemelerinin asgari 3 ay süreyle ötelenmesi
dahil gerekli kolaylıkların sağlanması, kredilerin
kullandırılması sonrası bankalarca teminatların tekrar
değerlemeye tabi tutularak teminat değerinin güncellenmesi
uygulamasına bu talimat yazısı tarihinden itibaren 3 ay süreyle
ara verilmesini istedik. Söz konusu talimatımızda ayrıca,
kuruluş birlikleri tarafından bu kapsamda alınan tavsiye
kararlarına uyulması konusunda azami gayretin gösterilmesini ve
bu konunun bir millî görev olarak addedilmesi gerektiğini de
ayrıca vurguladık. Geldiğimiz noktada bankalara iletmiş
olduğumuz talimatların uygulamasını yakından izliyoruz. Kamu
bankalarımızın bireylere, esnaf ve sanatkarlara, KOBİ'leri ve
kurumsal işletmelere yönelik kredi destek programlarını
başarıyla yürüttüklerini, son 10 günde 27,5 milyar TL ilave
kredi hacmi oluşturduklarını görüyoruz. Salgından ötürü geçici
likidite sıkıntısı yaşayan müşterilere sağlanan bu imkanların
hem salgının ekonomik ve sosyal maliyetlerini aşağıya çekeceğine
hem de bankalarımızın salgın sonrası dönemde tahsilat
kabiliyetini artıracağına inanıyorum. Aynı dönemde özel
bankalarımızın toplam kredi hacminin yaklaşık 5 milyar TL
daraldığına şahit olduk. Tüm bankalarımızı müşteri odaklı
davranmaya, kredi kanallarını açık tutmaya, Kurumumuz ve sektör
birlikleri tarafından alınan kararlara uymaya davet ediyorum."
"Müşteri şikayetlerinin çözümü için takipteyiz"
"Salgınla mücadele kapsamında kamu bankaları ve özel bankalar
vatandaşlar ve reel sektör için bir dizi destek paketi açıkladı.
Vatandaşlar şikayet için hangi yolu izlemeli? Bugüne kadar kaç
vatandaş şikayette bulundu?"
"26 Mart'tan başlayarak sadece birkaç günlük süre içinde
vatandaşlarımızın ticari ve bireysel fark etmeksizin tüm
taleplerini 7 gün ve 24 saat esasına göre internet ve çağrı
merkezimiz kanalıyla alabilecek ve bankalara iletebilecek bir
yapı oluşturduk. Bu süreçte BDDK olarak şikayet taleplerini alıp
bankalara aktardığımız bir koordinasyon sistemini
çalıştırıyoruz. Talep alındığında bir platform üzerinden ilgili
bankaya iletiyoruz ve bankadaki işlem yoğunluğu ve gelen
taleplerin nitelik ve niceliğine bakarak talebin ilgili
mevzuata, kuruluş birliklerinin tavsiye kararlarına ve
bankaların kamuoyuna açıkladığı taahhütlere göre bankalar
tarafından bir neticeye bağlanmasını ve bize sonuçla ilgili
bilgi verilmesini istiyoruz. Bankalardan gelen bilgiler
çerçevesinde BDDK olarak bizler de işlem bazında
vatandaşlarımızı arayıp son durum hakkında bilgi alıyoruz. Bu
yapıda internet için https://ebulten.bddk.org.tr/esikayet/,
çağrı merkezi için 0850 222 23 35 numaralı hat üzerinden BDDK'ya
talep ve şikayetlerin iletilmesi mümkündür. Müşteri
şikayetlerinin çözümü için takipteyiz."
"Proaktif yaklaşımımız fayda sağlıyor"
"Küresel ekonominin salgınla verilen mücadelede yılın ilk
yarısını zayıf geçirmesi bekleniyor. Salgın bittikten sonra
yılın geri kalanı için bankacılık sektöründe nasıl bir tablo
öngörüyorsunuz?"
"Bankacılık sektörümüz bu sürece gerek sermaye yapısı gerekse
kaynak ve varlık kalitesi açısından güçlü bir şekilde girmiştir.
Sermaye yeterlilik oranımız yüzde 17,7 ile uluslararası standart
olan yüzde 8'in, ihtiyatlı olarak yüksek belirlediğimiz hedef
oranımız olan yüzde 12'nin ve de diğer birçok benzer ülke
oranlarının üzerinde bir seviyeye sahiptir. Kurumumuz tarafından
finansal piyasalarda güven ve istikrarı devam ettirmek için
salgının etkilerinin görülmeye başlandığı ilk günden itibaren
gerekli önlemler hayata geçirilmektedir. Süreci proaktif bir
düzenleme yaklaşımı ile götürmenin sağladığı esneklik ve hızlı
hareket edebilme kabiliyetinin finansal sistemimiz üzerindeki
riskleri sınırlandırmada ve azaltmada kritik önemi olduğunu
düşünüyoruz. Gelişmelere bağlı olarak gerekli her türlü tedbir
ve önlemlerin alınacağından kimsenin şüphesi olmasın." KAYNAK :
www.aa.com.tr |