TÜSİAD: Yeni vergi düzenlemesine ilişkin kanun teklifi tüm
toplum
kesimleri için yeniden değerlendirilmeye muhtaç
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), Dijital
Hizmet Vergisi, Konaklama Vergisi, Değerli Konut Vergisi, gelir
vergisi tarifesine yeni dilim ve oran eklenmesi gibi
düzenlemeleri de içeren Dijital Hizmet Vergisi Kanunu İle Bazı
Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'ne ilişkin değerlendirmelerde
bulundu. TÜSİAD'dan yapılan açıklamada kanun teklifinin bazı
maddelerinin yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.
TÜSİAD'dan yapılan açıklamada "Ekonomide zorluk yaşanan
dönemlerde bütçe gelirlerindeki düşüşü telafi etmek için vergi
tahsilatlarını arttırmayı hedefleyen düzenlemelere ihtiyaç
duyulabilir. Ancak bu hedefin yanında toplumun gereksinimleri,
uluslararası anlaşmaların gerekleri ve teknolojik ve dijital
dönüşümün gerisinde kalınmaması gereken geleceğin Türkiye'sinin
altyapısına yönelik ihtiyaçlarının da dikkate alınması gerekir"
ifadeleri yer aldı. TÜSİAD bahsedilen maddeler dikkate
alınmadığı takdirde 'ulusal ve uluslararası arenada geri dönüşü
olmayan sonuçların doğabileceği' uyarısında bulundu.
TÜSİAD, kanun teklifinin TBMM'de yasalaşmasından önce aşağıdaki
uyarıları yaptı.
Dijital hizmet vergisi sektördeki yatırım ortamını olumsuz
etkileyecektir.
Dijital ekonominin nasıl vergileneceği konusunun uluslararası
arenada da tartışıldığını belirten TÜSİAD, OECD seviyesinde bir
yaklaşım üzerinde çalışıldığını açıkladı. Türkiye'nin gelişen
dijital dünyanın gerisinde kalmaması için OECD yaklaşımı
beklenmeden yüksek oranlı bir vergi tahsis edilmesi ve vergi
yükümlülüğü yerine getirilmediğinde erişim engeli gibi
yaptırımların öngörülmesinin yanlış olduğu belirtildi. TÜSİAD
açıklamasında şu ifadeler yer oldu: " Yeni teklif Türkiyede
hali hazırda vergi mükellefi olan yerleşik kişiler üzerinde
doğrudan ya da dolaylı olarak ciddi maliyetler ve rekabet
dezavantajı yaratırken, uluslararası şirketlerin Türkiyeye
yatırım yapmalarının önünde önemli bir engel teşkil edecektir.
Bu alanda daha yeni gelişmekte olan dijital ekosistemi ve
KOBİlerimizin gelişimini ise olumsuz etkileyecektir.
Dijital hizmet vergisinin makul bir düzeye çekilmesi ve OECDnin
çözümü oluşana kadar geçici bir düzenleme olduğunun açıkça
belirtilmesi faydalı olacaktır."
Mevcut gelir vergisi tarifesi daha adil olarak yeninden
tasarlanmalıdır.
Gelir Vergisi Kanunu'nda değişikleri de değerlendiren TÜSİAD,
planlanan değişikliğin vergilendirmede adalet, eşitlik,
kanunilik ve geriye yürümeme ilkeleri ile çeliştiğini belirtti.
TÜSİAD, Gelir Vergisi Kanunu'nda planlanan değişiklikler için şu
açıklamayı yaptı:
"Kanun Teklifi ile yürürlüğe konulması planlanan Gelir Vergisi
Kanunu'ndaki değişiklikler ise vergilendirmede adalet, eşitlik,
kanunilik ve geriye yürümeme ilkeleri ile çelişmektedir. Gelir
adaletinin sağlanması ve alt ve orta gelir gruplarının refah
seviyesinin yükseltilmesi için emek yoğun kazançlara düşük vergi
uygulanması ve tarife dilimlerinin genişletilmesi gerekmektedir.
Ücret gelirleri üzerinde ilave yükler yaratılması vergiye
gönüllü uyumu azaltacak, kayıt dışılığı ve halihazırda yüksek
olan işsizlik oranını olumsuz etkileyecektir.
Son yıllarda enflasyon ve ücretlerdeki artış dikkate alındığında
yapılması gereken, ilave dilim ve oran tahsis etmekten ziyade,
mevcut gelir tarifesinin daha adil olarak yeniden
tasarlanmasıdır. Son 4 yıl içinde asgari brüt ücret %110
artarken, tarifenin birinci diliminin üst sınırının yalnızca %50
oranında artmış olması nedeniyle asgari ücret ikinci gelir
vergisi dilimi sınırındadır ve bu nedenle ek düzenleme
yapılmıştır. Eskiden ikinci gelir dilimine denk gelen ortalama
ücretler de artık üçüncü dilim olan %27 oranından
vergilendirilmektedir. Böylece alt ve orta gelir grupları
üzerindeki vergi yükü fiilen artmıştır.
Ayrıca belirli bir gelir seviyesinden sonra emek yoğun gelirler
ile sermaye yoğun gelirlerin aynı kapsamda değerlendirilmesi
sosyal devlet, adalet ve eşitlik ilkelerini ihlal etmektedir.
Gelir vergisi tarifesinde yapılacak değişikliklerin ücret
dışındaki gelirler için yürürlük tarihinin 1.1.2019 tarihi
olarak belirlenmesi ise kanunların geriye yürütülmemesi ilkesine
aykırılık teşkil edecek, böylece edinilmiş haklar geçmişe dönük
olarak ortadan kaldırılmış olacaktır."
Geniş oran değişikliği yetkileri öngörülebilirliği
azaltmaktadır.
Oran değişikliği yetkilerinin yürütmeye verilmesini de
değerlendiren TÜSİAD, "Vergilerin kanuniliği, belirliliği ve
öngörülebilirliği ilkeleri ile çelişecek seviyede geniş
belirlenmiştir. Söz konusu yetkilerin kullanılma ihtimali vergi
mükelleflerinin geleceğe yönelik vergi yükü öngörülerinin
sağlıklı yapılmasını engellerken, hukuki güvenlikten mahrum
kalmalarına da sebebiyet verecektir" ifadelerini kullandı.
Yeni konaklama ve değerli konut vergileri tekrar gözden
geçirilmelidir
Yeni konaklama ve değerli konut vergilerine yönelik planlamanın
turizm sektörüne yeni maliyetler yükleyeceği ve rekabet gücünü
zayıflatacağını belirten TÜSİAD şu değerlendirmede bulundu:
"Kanun Teklifi ile yürürlüğe konulması planlanan Değerli Konut
Vergisi'nin ise toplam emlak sahipliği yerine yalnızca konut
değerlemesi üzerinden ayrıştırılması vergide adalet ilkesi ve
mülkiyet hakları açısından sorunlar içermektedir. Bunun yerine
uluslararası örneklere paralel olarak Emlak Vergisi Kanunu'nun
yeniden ele alınması yerinde olacaktır.
Teklifin yaratacağı olumsuzluklar bertaraf edilerek toplumsal
uzlaşı ile yürürlüğe girebilmesi için Meclis Genel Kurulu'nda
gerekli değişikliklerin yapılması, buna ilaveten ikincil
düzenlemelerin sivil toplum kuruluşları ve sektör temsilcileri
ile istişare edilmek suretiyle tüm paydaşların görüşleri
alınarak oluşturulması gerektiğine inanıyoruz."
kaynak : https://t24.com.tr |