İstanbulda Ne
Oldu? / EROL TAYMAZ
Uzun süredir Türkiye gündeminin ana maddelerinden biri yerel
seçimler. 31 Mart seçimlerinde CHPnin (Bursa hariç) bütün büyük
kentlerde ve özellikle İstanbulda belediye başkanlığını
kazanması siyasi iklimi oldukça hareketlendirdi. İstanbul
büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerinin YSK tarafından
iptali ve yeniden seçime gidilmesi bu sürece ayrı bir renk
kattı.
Daha dokuz ay önce, 24 Haziran 2018 milletvekili genel
seçimlerinde CHPnin İstanbulda oyların sadece %27sini
almasına karşın büyükşehir belediye başkanlığı seçiminde
gösterdiği başarının kaynağı nedir? Daha açık bir ifade ile CHP
adayı Ekrem İmamoğlu kimden oy aldı? Bu sorunun cevabı 23
Haziranda yenilenecek olan seçimler ve kurulacak ittifaklar
açısından da önem arz ediyor.
24 Haziran milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AKP MHP
ile ittifak kurarken, diğer partilerin ittifak kuramayacağını
tahmin etmişti. Nitekim öyle de oldu, CHP-İP (İyi Parti)-SP
Millet İttifakını oluştururken, kriminalize edilmeye çalışılan
HDP her iki ittifakın dışında kaldı. Yerel seçimlerde ise (resmî
olmasa da) AKP-MHP ittifakının karşısında sadece CHP-İP ittifak
oluşturabildi, SP kendi adayları ile seçime girdi. HDP ise, pek
çok kişinin, özellikle de AKP yönetiminin beklemediği bir
strateji ile Batıda büyükşehir belediye başkanı adayları
çıkarmadı, fiilen CHP adaylarını destekledi.
Seçimde kimin kime oy verdiğini bilmek mümkün değil. Fakat
istatistiksel yöntemler kullanılarak iki seçim arasında seçmen
davranışının nasıl değiştiği tahmin edilebilir. Bu çalışmada
ekolojik çıkarım yöntemi ile İstanbul için 24 Haziran 2018
milletvekili seçimleri ile 31 Mart 2019 büyükşehir belediye
başkanı seçimleri arasındaki oy geçişlerine bakıyoruz.[1] İyi
Parti Haziran 2018de ilk kez seçime katıldığı için, özellikle
İPnin oylarının nereden geldiğini görmek amacıyla 1 Kasım 2015
ile 24 Hazian 2018 milletvekili seçimleri arasındaki oy
geçişleri de tahmin edildi.
Oy geçişlerine ilişkin tahmin sonuçları Şekil 1de özetleniyor.
2015-2018 arasında İstanbulda oylarını artırabilen iki parti
var: HDP ve İP. Tahmin sonuçlarına göre, ilk defa seçime giren
İPnin aldığı yaklaşık 750 bin oyun %60ı MHPden, %30u
CHPden, kalan %10u da diğer partilerden ve seçime ilk kez
katılanlardan geldi. HDP de bu dönemde oyunu yaklaşık 250 bin
kadar artırmış. Bu artışın en önemli kaynağı seçim dışı
kategorisi, yani 2015te oy kullanmayan veya yeni oy kullanmaya
hak kazanan (18-21 yaş arası) seçmenler. Oylarının büyük
bölümünün İPye gitmesine karşın, MHPnin 2018de hemen hemen
2015teki düzeyde oy aldığı görülüyor, bunu sağlayan da AKPden
gelen oylar. Öyle görülüyor ki, aslında CHPden HDPye giden pek
fazla emanet oy yok. Emanet oy söz konusu ise, bu sanki
AKPden MHPye gitmiş gibi.
31 Mart 2019 büyükşehir belediye başkanı seçimlerine
bakıldığında, Ekrem İmamoğlunun CHP ve İPnin tüm oylarını
aldığı görülüyor.[2] HDP seçmenlerinin genel olarak (yaklaşık
%70i) İmamoğluna oy vermiş. Bu desteğe karşın, HDP
seçmenlerinin %30a yakınının seçim dışı kategorisine gitmesi,
HDP seçmenlerinin önemli bir kısmının oy kullanmadığını işaret
ediyor. Tahmin sonuçlarına göre 2018de oy kullanmayan çok
sayıda seçmen (yaklaşık 300 bin kişi) ve önemli sayıda MHP
seçmeni de (100 binden fazla) İmamoğlunu desteklemiş.
Binali Yıldırımın sadece (2018deki) AKP ve MHP seçmeninden oy
aldığı görülüyor. Buna karşın Binali Yıldırımın aldığı toplam
oy sayısı, AKP ve MHPnin 2018de aldığı oy toplamından 500 bin
kişi daha az. Bu düşüşün önemli bir kısmı seçim dışına giden
(büyük ihtimalle oy kullanmayan) seçmenler, yaklaşık %20si de
İmamoğlunu destekleyenler.
Kısaca, İstanbul özelinde 31 Mart yerel seçimleri aşağıdaki
şekilde formüle edilebilir:
İmamoğlu = CHP + İP + 0.7*HDP + 0.2*MHP
Yıldırım = 0.9*AKP + 0.8*MHP
23 Haziranda tekrarlanacak olan seçimde ne olabilir? CHP, İP,
AKP ve MHP seçmenlerinin tercihlerini diğer aday lehine
değiştirmesi çok olası değil. Seçim sonucunu büyük ölçüde (31
Martta seçime katılmayan) HDP seçmenlerinin belirleyeceği
söylenebilir.[3] Bu nedenle HDP seçmeninin davranışının
gerçekten farklı olup olmadığına biraz daha bakmakta yarar var.
Mahalle düzeyindeki verileri kullanarak Haziran 2018
milletvekili seçimlerinde partilerin aldığı oy oranları ile
Haziran 2018 ve Mart 2019 seçimlerinde seçime katılmama oranları
arasındaki bağıntı katsayılarını hesapladık.[4] Tablo 1de
bağıntı katsayıları görülüyor (KO_2018 Haziran 2018de seçime
katılmama oranı, KO_2019 Mart 2019de seçime katılmama oranı, KO_artış
2018-2019 arasında seçime katılmama oranındaki değişim).
Tahmin edilebileceği gibi CHP ve İP oy oranları arasında pozitif
ilişki var: CHPnin oy oranının yüksek olduğu mahallelerde
İPnin de oy oranı yüksek olma eğiliminde. Aynı şey AKP-MHP (ve
kısmen AKP-SP) için geçerli. İlginç bir şekilde, HDPnin oy
oranı, diğer tüm partilerin oyları ile negatif ilişkiye sahip
(en güçlü negatif ilişki İP ile).
Seçime katılmama oranı ile parti oyları arasındaki ilişkiye
bakıldığında HDP hariç tüm partiler için katsayıların negatif
(ve genellikle sıfıra yakın) olduğu görülüyor. Seçime katılmama
oranı ve HDP oy oranları arasındaki ilişki pozitif ve çok güçlü:
HDPnin daha çok oy aldığı mahallelerde seçime katılmama oranı
daha yüksek ve bu ilişki 2018 seçimlerine göre 2019da daha
güçlü.[5] Şekil 2 bu ilişkiyi görsel olarak özetliyor. Bir başka
deyişle, HDP-eğilimli seçmenin İstanbulda oy kullanmama eğilimi
var ve bu eğilim 31 Mart 2019da kısmen artmış. Bu seçmenlerin
23 Haziranda ne yapacağı seçim sonucu açısından belirleyici
olacak.
Son olarak, hemşerilik ilişkilerine bakalım. TÜİK verilerine
göre 2018de İstanbulda yaşayanların sadece %15i İstanbul
nüfusuna kayıtlıydı. İstanbulluların %5,1i Sivas, %3,8i
Kastamonu, %3,5i Ordu, %3,3ü Giresun ve %3,2si Tokatta
nüfusa kayıtlı. Hemşeriler üzerinden İstanbul seçmenini etkileme
politikası gündeme geldiği için, hemşeri illerindeki oy oranları
ile İstanbuldaki oy oranlarını karşılaştırabiliriz.
Bu karşılaştırma için, her ilin İstanbuldaki payını ve o ilde
partilerin aldığı oy oranlarını kullanarak İstanbul için
hemşeri iller oy oranını hesapladık. Bu hesaplamada, örneğin,
İstanbuldaki Sivaslıların Sivasta yaşayanlar gibi oy
kullandığını varsaymış oluyoruz. Tabii bu varsayımın geçersiz
olduğu durumlar olabilir.
İstanbulda 2018 milletvekili seçimlerinde partilerin aldığı oy
oranları ile hemşeri illerdeki (ağırlıklı) oy oranları Şekil
3te yer alıyor. Burada görüldüğü gibi AKP ve MHPnin hemşeri
illerdeki oy oranı İstanbuldaki oy oranının üstünde, CHPde
ise altında (diğer partilerde fark oldukça az). Bu durum
İstanbula AKP ve MHP ağırlıklı illerden gelen seçmenin farklı
davrandığını (İstanbul etkisi) veya göç edenlerin kalanlardan
farklı siyasi eğilimde olduğunu gösteriyor. Eğer ikinci etki
daha baskın ise, hemşeriler üzerinden İstanbul oylarını
etkilemek çok kolay olmayacak.
[1] Bildiğimiz kadarıyla ekolojik çıkarım yöntemi ile Türkiye
üzerine ilk ve en kapsamlı çalışmalar Çilek Ağacı sitesi
tarafından yapıldı (analizler ve yöntem için bkz. http://www.cilekagaci.com).
Bu çalışmadaki tahminler R programı ve ei paketi ile mahalle
düzeyinde veriler kullanılarak yapıldı.
[2] 2018-2019 arasında CHPden seçim dışına giden oyların,
eksilen seçmen sayısına göre olağan düzeyde olduğu söylenebilir.
[3] 31 Martta seçim dışı kategorisine geçen AKP seçmen sayısı
da oldukça yüksek fakat veri yeterli olmadığı için bunların ne
kadarının eksilen seçmenden kaynaklandığını bilemiyoruz.
[4] Seçime katılmama oranı, oy vermeyen veya geçersiz oy
verenlerin toplamının seçmen sayısına oranı olarak hesaplandı.
Bağıntı katsayıları hesabında 959 mahalleye ait veri kullanıldı.
[5] Bunun bir sonucu olarak seçime katılmama oranındaki artış da
HDP oy oranı ile pozitif ve güçlü bir ilişkiye sahip: 2018de
HDPnin oy oranının yüksek olduğu mahallelerde seçime katılmama
oranı 2019 yerel seçimlerinde artma eğiliminde. Bu şekilde
görülen bir başka ilişki de, nüfusu küçük mahallelerde HDP oy
oranının az olması. Örneğin nüfusu 500ün altındaki 119
mahallede HDPnin oranı %6,0, diğer mahallelerde ise %12,5.
kaynak :www.birikimdergisi.com |