KAFKAS İŞADAMLARI DERNEĞİ
CAUCASUS BUSINESSMEN ASSOCIATION

 

   
Küçük ülke Abhazya'dan büyük demokrasi dersi


Seçim atmosferinde, türlü iddiaların ve komplo teorilerinin en yoğun haliyle gündemde olduğu bir süreç yaşadık. Anlaşılan o ki önümüzdeki aylarda da bu atmosfer devam edecek. Tüm bu yaşananlar başka bir ülkede olsa neler olurdu hayal bile edemiyoruz, çünkü hayal gücümüz sıfırlanmış, beyinlerimiz dumura uğratılmış durumda.
 

Artık 'ama'ların, 'lakin'lerin liberalleştiği hatta giderek oportünistleştiği bir süreç yaşıyoruz. Böylesi dönemlerde birbirini anlamak kadar kendi derdini anlatmak da zorlaşıyor. Çünkü düşüncelerimiz özgür, ancak bakış açılarımız birbirinden farklı. Bunların üstüne bir de yaşanan günlük hatta anlık gelişmeler eklendi mi ortak noktalarımızı bulmak için daha çok çaba sarf etmek arzusu köreliyor, saflar kılıcın bileylenen hali gibi giderek keskinleşiyor ve taş üstünde taş bırakmayacak bir tutum ortaya çıkıyor.
 

İktidar ve muhalefet, kör tavuk dövüşü misali bazen gözüne gözüne bazen de kendi gölgesine vuruşlarla aslında kendilerini tüketiyor. Halk olaraksa güçler dengesinde, farkında olamadan, en yoksul kesimlerimizin sırtında kurulmuş tahterevallide bir o yana yükseliyoruz, bir bu yana. Olansa evine aş götürmekte zorlanan kesimlere oluyor.
 

Öyle çok sorunumuz var ki, birbirine geçmiş gibi, birbirinden farklıymış gibi ya da birbirinden hiç farkı yokmuş gibi gözüken... Hatta öyle sorunlarımız var ki bize yalnız bizim sorunumuzmuş gibi gözüken veya herkesin sorunuymuş gibi gelen...
 

Şu gök kubbenin altında karşılıklı söylenmedik söz, edilmedik hakaret kalmadı son dönemde. Kimileri ise her şeye rağmen sağduyu ile davranmaya teşvik ediyor ama nafile. Kısacası bir hengâme içerisinde dönüp dolaşıyor cümlelerimiz; birçoğumuz alınması gerekenleri alamıyoruz o kurulmuş cümlelerden ve o cümleler evrenin boşluğunda asılı kalıyor, sonsuza dek.
 

Sadeleştirmek gerek diye düşünüyorum; sorunları sadeleştirmek, cümleleri sadeleştirmek ve giderek kendimizi sadeleştirmek... Basitleşmek, basitleştirmek gerek ancak hafife almak anlamında değil elbette; yalın olmak, yalınlaştırmak gerek bazen yaşanan sorunları. İşte o yalın halimizle, sadeleştirilmiş sorunlarımızla başbaşa kaldığımızda çözümlerimiz de basitleşiyor. O hale dönüştüğümüzde de yapılması gereken kendiliğinden ortaya çıkıyor.
 

Sadeleşmenin güzelliğine ve sorunları çözme gücüne bir örnek olarak sizi İstanbul'un Anadolu yakası büyüklüğündeki bir ülkeye, Abhazya'ya götürmek istiyorum. Bağımsızlığının 20. Yılını kutlamış olan ancak 189 ülke içerisinde yalnızca 8 devlet tarafından tanınmış, demokrasiyle yönetilen bir ülke olan Abhazya'ya.
 

 

Yandaki fotoğrafa iyi bakın lütfen. Geçtiğimiz yıl Abhazya'da Muhalefetin düzenlediği mitingden çekilmiş bir fotoğraftır ve o fotoğrafın tanıklığında "İleri Demokrasiler" dediğimiz ülkelerde dahi yaşanmayacak bir durum söz konusudur.
 

Miting muhalefet partisinin düzenlediği bir mitingtir ve Başkent Sohum'un en büyük alanında binlerce insanın katılımı söz konusudur. Muhalefetin hedefinde ise Cumhurbaşkanı vardır. Muhalefet lideri konuşmasının tamamında iktidarı ve onun başındaki Cumhurbaşkanını eleştirir, eleştirdiği konulara kendi çözüm önerilerini sunar.
 

Miting tüm hızıyla devam ederken Cumhurbaşkanı halkın arasından tek başına geçerek en önde yer alır ve muhalefet liderini sessizce dinlemeye başlar. Muhalefet lideri konuşmasını tamamlar. Cumhurbaşkanı söz ister. Muhalefet lideri yardımcılarına ve halka sorduktan sonra yaklaşık 2 saattir eleştirdiği İktidarın başına söz verir. Cumhurbaşkanı teşekkür ettikten sonra eleştirileri yanıtlar. Bitmez. Verdiği yanıtlara karşı halktan söz alanlar olur ve eleştirilerini devam ettirirler. Sonra da Cumhurbaşkanı topluluktan izin isteyip geldiği gibi tek başına halkın arasından geçerek gözden kaybolur.
 

İşte o fotoğraftaki kalabalık muhalefet, konuşansa muhalefetin hedefindeki Cumhurbaşkanıdır!
 

Muhalefetin hedefindeki adam bir diktatör mü ki bu kadar kendine güveni var, tek başına o mitinge gelip konuşmak istiyor? Hayır! Aksine seçimle başa gelmiş bir Cumhurbaşkanıdır o...
 

Acaba muhalefet partisi sahte, göstermelik devşirme bir parti mi? Asla!... Aksine çatır çatır muhalefet yapıyorlar...
 

İyi de o zaman bunu nasıl açıklarız?... Ne demokrasiler gördük biz Türkiye'de; asker, polis ve bilumum güvenlik güçlerinin gölgesinde işleyen...
Oysa çok basit... Devlet ile Toplum ilişkisini irdelemek gerek...
 

Şimdi Abhazya'da muhalefet mitinglerine devam ediyor ve seçimleri bekliyor, iktidarı değiştirmek için... İktidar ise daha çok çalışmanın ve toplum yararına projeleri hayata geçirmenin çabası içerisinde.
 

Kafama takılan şu soruyu siz de biraz düşünün; Türkiye'de yaşayan bizler mi çok daha özgürüz, demokratız.... Yoksa bağımsız bir devlet olarak varlığını bile tanımakta zorlandığımız onlar mı?
 

Bir de sadeleşmek kavramını düşünmenizi isterim, naçizane. Sadeleşmek ile demokrasinin ilintisini.
 

KAYNAK : http://blog.radikal.com.tr/Sayfa/kucuk-ulke-abhazyadan-buyuk-demokrasi-dersi-56327

  Paylaş      
 
 

KAFİAD uğur mumcu'nun sokaği 20-5 g.o.p. ankara  Tel : + 90(312) 447 49 70 Fax : + 90(312) 446 99 12