KAFKAS İŞADAMLARI DERNEĞİ
CAUCASUS BUSINESSMEN ASSOCIATION

 

   
 

Özince uyardı: Yatırımcı korku filmi izlemek istemez
 


İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, bankacılık sektörünün ekonomiyi taşıma, kaldıraçlanma açısından önemli mesafe kaydettiğinin altını çizdi. Bankacılık sisteminde artık gelinen noktada 'bankaların şu ya da bu alanda yetersiz kalacağı kaygısını taşımak lüzumsuz' olacağı görüşünü de savunan Özince, bu noktada uluslararası düzenlemelere bir parantez açtı.
 

Dünya gazetesinden Ece Ceyhun'a röportaj veren Özince, bankacılık sektörünün sermayesini büyütmesi gerektiğine atıfta bulunarak söze bir hikaye ile devam etti: "Adama sormuşlar, 'Ramazan topunu neden atmıyorsunuz?' cevap vermiş: 'Sayayım, birrrrr barut yok, ..... iki ....' Öteki hemen atılmış. 'Tamam; devam etme, gerisi önemli değil...' Şimdi bu açıdan baktığınızda bankacılık yapmak için en evvela sermaye gerekir. Sadece Türkiye'de değil, dünyanın her yerinde sermaye lazım. Sermaye için de gönüllü ve uzun vadeli para kazanacağına inanan inançlı sermayedar lazım. Bunu da ticaretin gereği olarak söylüyorum. İmkanlarımız ve iştahımız nispetinde. Havalar güzelse iştahımız artar. Ülkemiz zaten büyüme oranları, finans sektörünün gelişme imkanları, jeopolitik gelişmeler diye bakıldığında öyle çok büyük gelişmeler vaat edecek bir dönem yaşanmıyor."
 

Özince uluslararası yatırımcının Pollyanna’yı sevdiğini, hiçbirinin korku filmi seyretmekten hoşlanmadığını da belirterek, "Türkiye’nin yeni bir büyüme hikayesine ihtiyacı var derken de pembe ufuk beklentisi ile konuşuyoruz” diye konuştu.
 

ÇOK KÂRLI DİYEN KAÇ YATIRIMCI PARA KOYAR?
 

Bugün bankacılıkta sermayedarın 2000'lerin başında olduğu kadar istekli olmadığına vurgu yapan Özince, "Herkesin gözünde bankacılık sektörü olarak çok karlı gözüküyoruz ama kar hissedara ulaşmıyor, hele de uluslararası banka sermayedarları açısından durum hiç de göründüğü gibi değil. Bankacılıkta sermaye getirisi 15'lerin altına geldi. TL'nin randımanını faizle hesaplasak, mevduata Türkiye riskini eklesek, kur, borç, jeopolitik risk diye ekleseniz de gelen sermaye kurallarına bakıp bu sektör çok karlı diyen kaç yatırımcı parasını koyar. Kaldı ki Türkiye'deki düzenlemeler nedeniyle kaç banka hissedarı temettüyü almış veya transfer etmiştir. Banka hissedarı yüzde 3'e 5'e karşılık nema elde ediyorsa ne ala. Ellerinde banka hissesinin değer artışı kalıyor" değerlendirmesini yaptı.
 

SEKTÖRÜ KATLAYACAK BİR ARİTMETİK YOK
 

Türk bankacılık sektörü açısından sermayedarları ikna edebilecek çok iyi bir resim olmadığını da söyleyen Ersin Özince, "Bazen sektör düzenleyicilerinden öyle beyanlar geliyor ki yabancının kalmak için düşünmesine gerek kalmıyor. Bankacılık sektörü özelinde bakıldığında kötümser değilim ama iyimser de değilim. Kötümser değilim çünkü bankacılık sektörü iyi yapılandı ve iyi regüle ediliyor. Görüldüğü gibi halen çok parası olan hissedarların ilgisi var. Ama bu sektörü büyütmek diyorsunuz, büyütmeye, katlamaya eski 10 yılda olamamalı ama bence olsa olsa yükseltilen miktar efektif geçinme endeksine göre olsa olsa kaybı düzeltmiştir. Genç çalışan nüfusa teşvik getirilmeli. Bu kadar nitelikli genç insan işsiizken Türkiye'de istihdamın teşvik edilmesi lazım. Kimsenin ekmeğinde gözüm yok da gençler işsiz, milyonla emekliçalışıyor. Belki de bunun biraz caydırılması lazım. Emekli çalışana düzenleme yapıp genç ve nitelikli insanların önünü açmak lazım. Kendi mesleğini yapana teşvik gelebilir. Daha az vergilenebilir. Kariyer yolları belli olurken gençleri motive etmek lazım. Geçtiğimiz yıllarda nitelik yönünden bakıldığında durum hiç de tahsili ihtisas mukayeseli üstünlük geliştirecek bir istihdam yaratmamışız."

Kaynak: http://www.radikal.com.tr/

 

 

 
  Paylaş      
 

KAFİAD