FEHİM
TAŞTEKİN /
Rus
manevrası
Ortadoğu'daki müttefiki Suriye'yi terk etmeyen Rusya siyasi
geçiş planına paralel olarak yeni bir üs inşası dahil askeri
varlığını arttırarak oyunun kurallarını değiştiriyor.
Bilad-i Şam rüyasını süslemek için Rusya Esadı terk ediyor
kabilinden uyduruk haberlere doymak bilmeyen evlad-ı fatihanın
canını sıkacak gelişmeler yaşanıyor. Tabi hükümet siyasi
mülahazalarla Türkiyede Kürt hareketine karşı cephe açtığından
Suriyede olup bitenlerle kimsenin ilgilenecek hali kalmadı.
Ancak saplantılı Suriye politikasında ısrar eden AKP yönetimi,
Halepin kuzeyinden Türkiye sınırına uzanan alanda güvenli bölge
oluşturma planından vazgeçmiş değil. Ne var ki bu heveslerin
duvara toslayacağı yeni bir güç yapılanması şekilleniyor. Mimarı
da Rusya.
Dünya medyası bir süredir Rusyanın Suriyeye askeri sevkiyatı
ve savaşa doğrudan müdahil olup olmadığı sorusuyla meşgul. Ama
asıl mesele Rusyanın Suriye ordusuna silah sevkiyatının
ötesinde. Rusya, Lazkiyeye bağlı Ceble kasabasındaki Basil Esad
Uluslararası Havaalanını askeri hava üssüne dönüştürmekle
meşgul. Burası Türkiyenin oluşturmaya çalıştığı güvenli bölgeye
150-160 km mesafede.
Rusya halihazırda Lazkiyenin güneyinde Tartus ilindeki deniz
üssünü kullanıyor. Büyük gemilerin yanaşmasına elverişli olmayan
Tartus üssü sınırlı kapasitesine rağmen Rusya ile Suriye
arasındaki askeri işbirliğinin sembolü sayılır. Tartustaki Rus
askeri varlığı bir radar üssünü de barındırıyor. Buna ilaveten
Suriyenin kritik bölgelerde başka Rus radarları da mevcut.
Hafız Esad döneminden beri Suriye ile askeri işbirliği anlaşması
bulunan Rusya, küresel aktör olarak sahneye dönerken 2009da
Tartus üssünü yenilemişti. Rusya, bir taraftan Suriyeye
desteğini sürdürürken diğer yandan Sovyetler zamanından beri
devam eden askeri varlığını yeniden şekillendirip stratejik
derinlik katmak istiyor. Bu çerçevede Rusya, Ceble ile birlikte
Ortadoğuda ilk hava üssüne kavuşmuş olacak.
AĞUSTOSTA BAŞLADI
Rusya bölgeye ağustos ortalarından beri gemi ve uçaklarla
sevkiyat yapıyor. İstanbul Boğazının trafiğine baktığımızda
artan Rus gemileri dikkat çekiyor. Şam bir yana özellikle
Lazkiyeye inen uçaklar burada başka bir hikâyeye işaret ediyor.
Suriyede yaşayan gazeteci Mehmet Serimin Cebledeki yerel
kaynaklardan aktardığı bilgilere göre havaalanı ve çevresinde
hummalı bir çalışma var. 3 km uzunluğundaki pistin Rus uçakları
için yetersiz olması nedeniyle kapasite artırmaya yönelik
çalışmalar yürütülüyor. Bunun için Rus uçakları sürekli malzeme
taşıyor. 3 bin kadar Rus personelin Lazkiyede olduğuna dair
söylentiler dolaşıyor. Rusyanın Ceblede ikinci bir askeri üs
inşa etme planı Suriye yönetimini destekleyen El Vatan
gazetesinde de yer aldı. Yazıyı kaleme alan Şam merkezli Fransız
yazar Thierry Meyssana ayrıntıları sordum. Meyssan şu bilgileri
paylaştı: Suriye Lazkiye havalimanını tamamen yeniden inşa
ediyor. Bu, çok küçük bir havaalanı. Zeminde tesviye çalışmaları
tamamlandı. Rus uçakları için yeni bir pist yapıldı. Uçaklara
hangarlar da inşa edildi. Şu an da personel için konutlar inşa
ediliyor. Çalışmalar ağustos ortasında başladı ve gece gündüz
sürdü. Birkaç gün içinde tamamlanır.
Dr. Theodore Karasik de Al Arabiyadaki yazısında Körfez
İşbirliği Konseyinden bir yetkiliye dayanarak Rus planının
danışman, eğitmen, lojistik elemanı, teknik personel ve MiG-31leri
kullanacak pilotlar dahil 2-3 bin kişilik bir ekibin
konuşlandırılmasını içerdiğini yazdı.
TARTUS ÜSSÜ DE GENİŞLETİLECEK
Yine Serimin verdiği bilgilere göre Basil Esad Uluslararası
Havaalanıyla ilgili planın yanı sıra Tartus deniz üssünün
Ceblenin kuzeyinde yer alan Rimeyliye taşınması konusunda bir
plan üzerinde duruluyor. Tartusun yetersiz olması nedeniyle
büyük Rus gemileri Lazkiye limanına yanaşmak zorunda kalıyor.
Tartus üssünün Rimeyliye taşınmasıyla kapasite sorununun
aşılacağı ve Rus askeri konuşlanmasının daha entegre bir yapıya
kavuşacağı söyleniyor. Rusların Lazkiyeye taşınmasıyla birlikte
Suriyenin iç bölgelerine daha fazla erişim imkânı sunan Tartus
limanı da genişletilecek ve uluslararası bir yapıya
kavuşturulacak. Buranın serbest bölgeye dönüştürülmesi yönünde
eskiden beri masada olan bir plan var.
Rusyanın Ceblede üs edinmesi sadece Suriye değil ağırlıklı
olarak Amerikan askeri varlığıyla stratejik denklemlerini bulmuş
Ortadoğuda oyunun kurallarını değiştirme potansiyeli taşıyor.
Bunlar, ABDnin İncirlik Üssünün kullanımı konusunda Türkiye
ile anlaşmaya varmasına paralel gelişen hamleler.
Cebledeki üssün kaçınılmaz olarak sahaya yansımaları da olacak.
Bölgedeki Rus radarlarının Türkiye sınırlarından beslenen
muhalif güçlerin hareketliliğini gözetlediği biliniyor.
Meyssana göre Rusya bir süreden beri Suriyeye uydu görüntüleri
sağlıyor ve uluslararası güçlerin konuşlanmasıyla ilgili
olasılıkları değerlendirmeye yarayacak bilgiler topluyor.
Ceble üssü ise Rusyaya Suriyedeki krize daha fazla, etkili ve
hızlı müdahil olma imkanı verecek.
Haliyle Rusyanın hamleleri Türkiyenin tampon bölge oluşturma
planlarıyla doğrudan ilgili. Türkiye 24 Temmuzdan beri askeri
kapasitesini PKKye karşı operasyonlara hasretmiş durumda. Ancak
hükümetin tampon bölge hevesi sönmüş değil. Avrupa yollarında
yaşanan mülteci dramı tampon bölge oluşturmak için bir baskı
aracı olarak kullanılıyor. Sözgelimi geçen hafta Başbakan Ahmet
Davutoğlu cesedi kıyıya vuran 3 yaşındaki Aylan ile ilgili
konuşurken 4 yıldır Suriyelileri koruyacak güvenli bölgenin
kurulmasına Batı'yı ikna etmeye çalışıyoruz. Aylan bebeğin
cansız bedeni son uyarıdır dedi. AB mülteci akınına yanıt
ararken Britanya Başbakanı David Cameron da Suriyede
mülteciler için kurulacak güvenli bölgelerde İngiliz
askerlerinin konuşlandırılabileceği çıkışıyla Ankaranın
aradığı pası verdi. Tabii ABD ikna olmadan ve sahada güvenilir
ortaklar bulunmadan böyle bir planın yürüme şansı yok. İngiliz
pası Türkiyenin yalnızlığını gidermeye yetmiyor.
Rus askeri varlığının artışı Türkiye kadar yer yer Suriye hava
sahasını ihlal eden ve belli hedeflere nokta atışları yapan
İsraili de yakından ilgilendiriyor. Lübnandaki El Ahbar
gazetesi, Rus askeri varlığının İsrail savaş uçaklarına Suriye
semalarını kapatacağı ve Tel Avivin güneyde daha dirençli bir
bölgeyle yüzleşeceği yorumunu yaptı.
Rus askeri tahkimatıyla belki kısa vadede Suriye ordusunun
operasyon kapasitesini arttırma, siyasi çözüm arayışları
çerçevesinde koşulları rejim lehine değiştirme ve (görünürde)
IŞİD ile savaşa katılma amacı güdülse de uzun vadeli
askeri-stratejik bir yapılanma sözkonusu.
ABDnin başlattığı karşı girişimler de, Rus hamlelerinin
ziyadesiyle ciddiye alındığını gösteriyor. Beyaz Saray sözcüsü
Josh Earnest, ABDnin endişelerini Bu adımlar daha fazla
kayıplara yol açabilir, mülteci akınını ve IŞİDe karşı
koalisyonla karşılaşma riskini artırabilir diyerek dile
getirdi. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry de aynı uyarıları Rus
mevkidaşı Sergey Lavrova iletti. Dahası Washington, Rusyayı
önlemek için Bulgaristan ve Yunanistandan hava sahasını Rus
kargo uçaklarına kapatmasını istedi. Yunan Dışişleri Sözcüsü
Constantinos Koutras, ABDnin 1-24 Eylül arasında Suriyeye
giden Rus uçaklarına verilmiş izinlerin iptalini istediğini
kaydetti. Bulgaristan ise hava sahasını Rus uçaklarına kapattı.
Buna karşın İran hava sahasına açarak Rusyaya Bulgaristan ve
Yunanistanı baypas etme imkânı verdi. Bağdatın da Tahrana
paralel tutumu nedeniyle İran-Irak güzergâhı Rusyaya manevra
kabiliyeti sunuyor. Türkiyenin Rus uçaklarını indirip aradığı
Ekim 2012den beri Rusya, Suriye uçuşları için Türk hava
sahasını tercih etmiyor.
Askeri hamlelerin Rusyanın siyasi çözüm için bastırdığı bir
dönemde gelmesi de zamanlama açısından önemli. Rusya bir süredir
Suriyedeki sorunu terörle mücadeleye indirgeyip rejimin makul
muhalefet ile ortaklık kurması için zemin hazırlıyor. Rus lider
Vladimir Putin geçen hafta Terörizm ve aşırılıkçılıkla savaş
için bir çeşit uluslararası koalisyon oluşturmak istiyoruz
Farklı seçenekler üzerinde duruyoruz diyerek Suriyeye askeri
anlamda müdahil olma niyetini deklare ederken diğer tarafta
Esadın barışçıl çözüme yönelik Rus planını kabul ettiğinden
bahsetti: Suriye Devlet Başkanı erken seçimler, sağlıklı
muhalefetle diyalog kurmayı ve onları hükümete katmayı kabul
ediyor. Yani çift yönle bir strateji kurgulanıyor.
Özetle Şam lehine dengeleri değiştirmek, olası bir müzakere
masasında müttefikini güçlü tutmak, Rus çıkarlarını temsil
edildiği statükoyu formatlayarak yarına taşımak ve Ortadoğudaki
Rus askeri profilini büyütmek için Moskova satranç tahtasında eş
zamanlı hamleler yapıyor. Putin, Ukrayna ile meşgulken
Ortadoğuyu unutacağını düşünenleri yanıltıyor.
kaynak : http://www.radikal.com.tr |