VEDAT ÖZDAN /
Emtia
fiyatlarında sert düşüş var, Çin ve Avustralyada neler oluyor,
kötü günler kapıda mı?
Avustralya dünyanın en büyük 12. ekonomisi. 2014 yılı Dünya
Bankası verilerine göre GSYHsı 1,4 trilyon dolar. 23.8 milyon
nüfusla, yani bizim yaklaşık üçte birimiz kadar nüfusla,
yaklaşık iki katımız kadarlık bir ekonomik büyüklüğe ulaşmış bir
ülke.
Avustralya demir cevheri, kömür ve altın bakımından çok zengin,
adeta doğal kaynak cenneti bir ülke. Dış ticarette yüzde 60
oranında doğal kaynak ticaretine dayalı olan Avustralya
ekonomisinin en büyük müşterisi Çin.
2008 krizinden geçtiğimiz yıla kadar, Çin ekonomisi büyüdükçe
Avustralya ekonomisi de büyüdü. Çin büyüdükçe Avustralyada
demir cevheri ve kömür yatırım harcamaları artıyor ve ülke
ihracat yoluyla hızla büyüyordu. Çin büyüme hızı yavaşlamaya ve
emtia fiyatları düşmeye başlayınca Avustralya ekonomisi de
yavaşlamaya, dış ticaret açığı vermeye ve borç biriktirmeye
başladı. Zaman içinde ikiz açıklar arttı ve nihayet tüketici
güven endeksi 2008 krizinin en dibindeki kadar kötü bir noktaya
indi.
Avustralyada ülkenin en zengin insanı Gina Rinehart adlı bir
kadındır. Kendisi, özellikle demir cevheri üretiminde dünya
lideri Perths Kancock adlı bir madencilik hanedanlığının
reisidir. Gina Rinehart, dünya ekonomi basınında madenciliğin
Moğolu olarak da bilinir. Dört yıl önce kişisel serveti 30
milyar dolardı. Çinin eskisi kadar hızlı büyüyememesi, Fedin
faiz artırım sinyallerinin artması ve bu nedenle hızla düşen
emtia fiyatları nedeniyle Avustralya ekonomisi bozuldu ve Gina
Rinehartın serveti 11 milyar dolara indi. Bunun üzerine geçen
hafta çalışanlarına ya yüzde 10 ücret indirimine razı olun ya
da bir süre sonra işsiz kalmaya hazırlıklı olun diye kötü bir
sürpriz yaptı.
Bundan dört yıl önce, yani Gina Rinehartın serveti 30 milyar
dolarken, demir cevherinin tonu 180 dolar, kömürün tonu 150
dolar ve altının onsu 1800 dolar civarındaydı. Şimdilerde demir
cevherinin tonu 50 dolar, kömürün tonu 60 dolar, altının onsu
1088 dolar civarında.
Bu yıl Çinin son 25 yılın en düşük oranında büyümesi
bekleniyor. Dün Dünya Bankası, emtia fiyatları yılın geri kalan
kısmında da düşmeye devam edecek diye önemli bir uyarı yaptı.
Durum ciddi anlayacağınız.
Avustralyalı saygın bir ekonomist olan Stephen Koukoulas şunu
söylüyor:
Emtia fiyatları baskı altında kalmaya devam ederse Avustralya
Asyanın Yunanistan versiyonu olacak. Tek farkla, Avustralyanın
son ödeme mercii AB değil, Çin olacak.
UBS de şunu diyor:
Çinin reel büyümesindeki gayrimenkul kaynaklı yavaşlama
Avustralya ekonomisini orantısız bir biçimde olumsuz etkilemeye
devam edecek. Çünkü Çin, Avustralyanın en büyük ihracat pazarı.
Zayıflayan Çin ekonomisi, Avustralya ekonomisi için en büyük
risk.
Esasen Avustralyanın sorunu Suudi Arabistan ekonomisinin
sorunundan farklı değil (Buna Dutch Disase deniliyor).
Peki, Çin neden sorunlu bir ekonomi haline geldi?
Credit Suisse tarafından yapılan bir çalışmaya göre Çinde
patlamaya hazır üç tür balon var: İlki kredi balonu. Çin özel
sektörünün borcu GSYHnın yüzde 196sına ulaştı. Özel sektör
borcu, son 25 yıllık Borç /GSYH trendinin yüzde 40 üzerinde.
ABDde bu oran, trendin yüzde 10 üzerindeyken 2008 krizi
patlamıştı!
İkincisi yatırım balonu. Çinde yatırım harcamalarının GSYH
içindeki payı yüzde 44e ulaştı! Bu oran tarihte hiçbir ülkede
hiçbir zaman görülmemiş kadar yüksek bir oran. Japonya,
tarihinde en yüksek oran olarak 1973 yılında yüzde 36yı, Kore
ise 1991 yılında yüzde 38i görmüştü.
Üçüncüsü konut balonu. Moodyse göre Çinde gayrimenkul
harcamaları GSYHnın yüzde 23ü! Çinde tamamlanmış konutların
yüzde 18i boş durumda. Halen satılandan çok daha fazla konut
inşaatı başlangıcı var.
Credit Susisein bu üç balonuna biz de malum borsa balonunu
ekleyelim.
Çinde Şanghay, Şenzen ve Hong Kong olmak üzere üç menkul
kıymetler borsası var. Şanghay Borsası, NYSE ve Nasdaqtan sonra
dünyanın en büyük üçüncü borsası.
Şanghay Borsası bu yılın mart ayından başlayarak haziran ayının
12sine kadar yüzde 60 gibi rekor bir oranda yükseliş kaydetti.
Bunun en önemli nedeni Çin devletinin borsaya girişi destekleyen
politikalar uygulaması ,marjinal lending (bir tür açığa satış)
olanağı ve hızla yükselen yeni yatırımcı sayısı oldu.
Bir Bloomberg haberi paylaşalım: Yeni yatırımcıların yüzde
31inin eğitim düzeyi ilkokul ve altı düzeyde.
Haziran ayının 12sinden sonra Şanghay ve Şenzen borsaları hızla
düşmeye başladı. İzleyen 30 gün içerisindeki kaybın 3 trilyon
doları aştığı söylendi. Sonra Çin devleti satışı bir anlamda
yasaklayarak borsadaki düşüşü (şimdilik) frenledi.
Peki, frenlemese ne olacaktı?
Marjinal lending yoluyla aracı kurumlardan borçlanarak daha
fazla hisse satın alanların kayıpları ve marjinal call
yiyenlerin sayısı hızla artacak, borsadaki satışlar bu nedenle
daha da hızlanacak, yatırımcılar borçlarını ödeyebilmek için bu
kez ellerindeki konutları satmaya başlayacaklar, hâlihazırda arz
fazlası olan konut piyasasında likidite kuruyacak, fiyatlar daha
da düşecek, konut kredileri çağrılmaya başlanacak ve zincirleme
etkiyle diğer balonlar patlayabilecekti.Bu da elbette hem Çin,
hem de dünya ekonomisi için kötü sonuçlar doğuracaktı.
Toparlayalım: Fedin faiz artışına ve Çin ekonomisinin
yavaşlamasına bağlı olarak düşmeye devam edecek emtia fiyatları
nedeniyle başta Avustralya olmak üzere, Kanada, Brezilya, Güney
Afrika, Suudi Arabistan gibi emtia ve petrol üreticisi ülkeleri
kötü günler bekliyor. Vaziyete bakılırsa bizi de.
Kaynak : http://t24.com.tr/ |