VEDAT ÖZDAN /
Erdem, muhasebe,
yeni istikamet: Davutoğlu özeleştiri mi yapıyor?
Yeni milletvekilleriyle yaptığı ilk grup toplantısında Başbakan
Davutoğlunun konuşmasında öne çıkan kavramları iki kelimeyle
özetlemek gerekirse, bunlar muhasebe ve erdem olur.
Davutoğlu'nun konuşması sırasında, fazlası var eksiği yok;
30dan fazla defa erdem, 10dan fazla da muhasebe saydım.
Sizce neden Davutoğlu bu kadar erdemden söz etti?
Bunu muhasebeden bağımsız olarak anlayamayız.
Bakın Davutoğlu konuşmasına nasıl başladı:
Değerli milletvekilleri; AK Parti bir muhasebe hareketedir.
Tarihi muhasebe eder. Mekânı muhasebe eder. Kendini muhasebe
eder ve istikamet olmak üzere yola, o muhasebeden sonra koyulur.
Biz geçmişten bu yana, son 14 yıllık hareketimizin yakın
tarihinde, hep bu muhasebelerden, sınamalardan geçerek bugünlere
geldik.
Davutoğlu AKPnin nasıl doğduğuna ve nasıl başarılı olduğuna
dair tespitlerle başladığı konuşmasına, 7 Haziran seçimleri
sonunda bundan böyle yapılması ve yapılmaması gerekenleri,
AKPyi başarıya taşıyan kurucu ekibin etik tercihlerine ve
partinin geçmiş tecrübelerine referansla, anlatarak devam etti.
Ama Davutoğlu'nun "muhasebe" derken ne demek istediğini doğru
anlayabilmek için konuşmasının biraz daha ileri kısımlarına
atlamamız lazım. Davutoğlu, 7 Haziran seçim sonuçları sonrasında
neler yaptıklarını şöyle izah etti:
7 Haziran sonrası iç muhasebemizi yaptık. Biz, olaylar
karşısında nasıl seyirci kalmaz isek, kendimize karşı da seyirci
kalmayız. Tabloyu masaya koyarız. Açık yüreklilikle konuşuruz.
Açık yüreklilikle tartışırız. İstişare mekanizmalarını işletir,
en doğru kararı alırız. Seçim neticesi farklı olsaydı da bunu
yapacaktık. Nitekim bunu en geniş kapsamıyla yapan parti AK
Parti oldu. Milletvekilleriyle beş grup halinde bir araya
geldik. Herkes özgürce fikirlerini söyledi. Kendi bölgeleriyle
ilgili intibalarını ve Türkiye ile ilgili kanaatleri anlattı. 81
ilin kadın kolları başkanları, il başkanları, gençlik kolları
başkanlarıyla bir araya geldik. Tabloyu anlamaya çalıştık.
Seçimde bizim meselemiz, bize oy verenlerin gücünü tahkim etmek
kadar, bize oy vermeyenlerin niye oy vermediğini hesap edip,
kitap edip, muhasebe edip, onların da gönlüne girmektir. Önce
resmi çıkartacaksınız. Anlamak için önce tabloyu açık ve dürüst
bir şekilde görmeniz lazım. Araştırma şirketlerine görevler
verdik, tabloyu bize çizin, gereken neyse onları yapalım, dedik.
Bu muhasebeyi devam ettireceğiz.
Peki, Davutoğlu bu muhasebeden nasıl bir ders çıkarılması
gerektiğine dair neler söyledi?
Çıkarılan dersi doğru anlamak için Davutoğlunun konuşmasının
tekrar başına dönmemiz lazım.
Davutoğlu AKPnin 20 Mayıs 2001 günü yapılan Abant toplantısında
"Erdemliler Hareketi" olarak doğduğunu ve hareketin isim
babasının Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söyledi.
Daha sonra, bir kısmı partiden ayrılmış ya da küstürülmüş
"Erdemliler Hareketi" kurucularını, içten bir minnet ve saygıyla
selamladı ve ölenleri rahmetle andı.
AK Parti'nin ilk grubunun ilk davasının siyasete itibar
kazandırmak olduğunu söyledi ve kurucu ekibi, "kendi
çıkarlarını, parti ve ülke çıkarlarının üzerine çıkarmayan
erdemli insanlar" olarak tanımladı.
AKPnin kurulduktan yaklaşık bir buçuk yıl sonra iktidar
olmasını ve daha sonraki başarısını, "kurucu kadronun partinin
kök değerlerine her koşulda sadık davranmasına, halkın takdir
ettiği ahlaki tutumlarına ve bu sayede siyasete itibar
kazandırma davasında çok kısa bir süre içinde kat ettikleri
büyük mesafeye" bağladı.
"Kurucu ekibin erdemli olduğunu, onlar sayesinde siyaset ve
siyaset adamlarının itibar kazandığını" tekrar tekrar vurguladı.
Daha sonra bu kök değerlere bağlılık sayesinde AKPnin
karşılaştığı ekonomik, politik sorunları; vesayet rejimiyle,
yasaklarla olan mücadelesini tek tek nasıl aştıklarını anlattı.
Partinin en temel ve değişmez değerinin erdem olduğunu sık sık
savunduğu konuşmasında Davutoğlu, Erdem, kadim medeniyetimizin
en önemli kavramlarından biridir. O günden bu güne, her kritik
süreçte, atılacak her adımda biz, erdemli davranışın ne olması
gerektiğini, nasıl davranmak gerektiğini düşünerek yola
koyulduk dedi ve "erdemli davranış"ı değişik vesilelerle şöyle
tanımladı:
Erdemli davranış şu demektir: Biz şahsi çıkarlarımızı, parti
ideallerimizin önüne getirmeyiz. Parti çıkarlarımızı da ülke
çıkarlarının ve millet ideallerinin önüne getirmeyiz.
Milletimizin davası, partimizin ve şahsi çıkarlarımızdan her
zaman öncedir ve öncelikli olacaktır. İşte erdemli davranış her
şeyden önce egoyu, nefsi, ben'i bir kenara bırakıp, tam bir
birlikte mahviyet içinde geleceğe yürüme davranışıdır. Erdemli
davranış, en zor şartlarda dahi meşruiyetten ayrılmama
davranışıdır. Erdemli davranış en zor dönemlerde dahi,
kararlılık gösterirken, şiddet ve öfke dili kullanmama
davranışıdır. Erdemli davranış, kutuplaşmayı değil,
kucaklaşmayı; erdemli davranış öfkeyi değil, muhabbeti egemen
kılmaya çalışır. Biz hep bunu yaptık, hem bunu yapmaya devam
edeceğiz.
(
) İşte o zaman da sorduk, erdemli davranış nedir diye. Ve
erdemli davranışı millete gitmekte bulduk
Erdemi hep millette
aradık. Erdemi kadim değerlerimizde, evrensel insan hakları
temelindeki değerlerde aradık.
Erdemli davranış mazluma kapıyı kapatmak değildir. Erdemli
davranış herkese gönlünü açmaktır. Erdemli davranış zalim, güçlü
diye onun karşısında susmak değildir. Erdemli davranış kim
haksızlık yapıyorsa, kim adaletsizliğe alet oluyorsa, onun
karşısında adaletin, insanlığın sesi olmaktır.
"Erdemsiz bir harekete AKP tarihinde kimsenin şahit olmadığını"
savunan Davutoğlu, bu savının bir uzantısı olarak koalisyon
sürecine dair mesajlar da verdi:
AK Parti'nin sicili hep temiz olmuştur, hep temiz olacaktır
Taktik ayak oyunu ile siyasetin ahlakını kaybederiz
Bizde gizli
hesap olmaz. Bizde siyasetin ahlakına aykırı tek bir davranış
olmadı, olmayacak
Cumhurbaşkanı koalisyon görüşmelerinin
parçası değildir, olmayacak. Cumhurbaşkanı'nı rencide edecek
hiçbir görüşmenin içinde olmayız. Siyasetin normalleşmesi için
Cumhurbaşkanı'na herkesin saygılı olması lazım
İyi niyet ve
samimiyetle ülkenin sorunlarına talibiz. İyi niyetli davranış
görmeyi ve hemen hükümeti kurmayı umuyoruz.
Bize göre bir ölçüde sorunlu bu ifadeler, koalisyon görüşmeleri
ve sonrasında "güvenilir ortaklık, temiz ve ahlaklı siyaset"
talep eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğluna hitabendi.
Sorunlu, çünkü AKPnin geçmişinde siyaset ahlakına aykırı ve
erdemsiz birçok davranışa şahit olduk. Erdemli birçok insan
partiden uzaklaştı. Maalesef AKPnin sicili de pek ak değil.
Kurucu ekibin erdemli olması, parti ve ülke çıkarlarını kişisel
çıkarlarının üstünde tutmamış olması, bugün aklımız ve
vicdanımızda halen tüm tazeliğiyle duran kanun ve etik dışı
davranışları, icraatları ve politikaları aklamaz. Dahası, seçim
sonuçlarını yorumlamak üzere katıldığı TRT programında
Davutoğlunun aşağıdaki ifadeleriyle de sabit olduğu üzere
siyasetin normalleşmesi için Cumhurbaşkanı Erdoğana da görev
düşmektedir:
Siyasetin normalleşmesi lazım. Herkesin kendi muhasebesini
yapması lazım. Cumhurbaşkanımız koalisyon müzakerelerinin
parçası değildir. Kişi nerede ise makamı orasıdır. Sistem
değişmediğine göre artık taşların yerine oturtulması lazım.
Parlamenter sistemdeyiz ve cumhurbaşkanının görev ve
sorumlulukları Anayasada bellidir. Cumhurbaşkanını halkın
seçmesi, anayasaya rağmen cumhurbaşkanına ilave yetki ve
sorumluluklar vermez. Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimlerden önceki
gibi sanki ülke başkanlık sistemine geçecekmiş gibi
cumhurbaşkanlığı yapamaz. Yaparsa sorun çıkar ve yeni meclis
önlem alır.
Ancak Davutoğlunun sorunlu da olsa bu açıklamalarını geleceğe
yönelik iyimser temenniler, siyasi taahhütler ve yapılan
muhasebeden sonra peşine düşülen yeni istikametin gereği olarak,
yeni milletvekillerine yönelik kurucu ekibi örnek alın, bize
itibar kaybettiren siyasetçiler gibi olmayın, erdemli olun ve
sicillerinizi temiz tutun uyarısı olarak da
değerlendirebiliriz.
Davutoğlu kurulacak koalisyon hükümetinde AKPnin neleri
savunacağına dair de geçmişten çıkardığı dersler ışığında
ipuçları verdi. Bu ipuçlarını söyle sıralamak mümkün:
AB süreci önem kazanacak ve hükümet AB yolunda daha hızlı
adımlar atacak. Onurlu dış politikaya devam edilecek. Rasyonel
ekonomi politikaları uygulanacak. AKP, koalisyonda yeni bir
vesayetin mimarı ya da eski vesayet kurumlarının tamamlayıcısı
gibi davranmayacak. Yasakçı ve dışlayıcı olmayacak. İnsan
haklarına saygılı olacak. Parti demokrasiye yürüyecek.
Milletvekilleri parmak kaldırma makinası olmayacak.
7 Haziran seçimlerinden sonraki durumla ilgili yaptığı
değerlendirmesini de "erdemli davranış" perspektifinden anlatan
Davutoğlu, (E. Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün tavrını da akla
getiren bir mesajla) şunları söyledi:
Sınavlarla karşı karşıyayız. Sizlerle bu ilk günümüzde bu
sınavlarla ilgili tutumumuzu paylaşmak istiyorum. Sınamalar
siyasetin doğasıdır. Sınama beklemeyen, sıkıntı zorluk
beklemeyen, görmek istemeyen siyasete girmeyecek. Siyaset zor
dönemlerde zor kararları alma cesareti gösterenlerin işidir.
Kolay dönemlerde nutuk atanların işi değildir. Siyaset
gerektiğinde risk alabilecek iradeyi gösterebilenlerin işidir.
Siyaset, tarih nehri akarken o nehre bakanların değil, tarih
içinde birlikte akan ve o tarihe yön verenlerin işidir. AK parti
gerek Türkiye içinde, gerek Türkiye dışında hiçbir tarihi olayı,
serüveni, akışı izlemekle yetinmedi. Hepsine müdahil oldu,
hepsine erdemli davranışımızın ve ilkelerimizin yansımalarını
gösterdi. Durmadık, beklemedik. Olaylar aksın, sonra biz tavır
sergileyelim, demedik. Tarih aksın, akarken bir yerlerde tarihe
tutunmaya çalışırız, demedik. Tarih akacaksa tarihin öznesi olan
bu millet, o akışı şekillendirmek için çaba sarf edecektir.
Erdemli bir hareketin genel başkanı olarak söylüyorum: Bu millet
bizim dönemimizde hiçbir zaman tarihin nesnesi olmadı olmayacak.
Her zaman tarihin öznesi olduk, olmaya devam edeceğiz.
Davutoğlunun diğer partilere verdiği mesajlar da ilginçti.
CHPyi AKPnin aldığı yüzde 41 oyu görmezlikten gelmemeye ve
Mevlanaya referansla yeni şeyler söylemeye davet eden Davutoğlu
MHPye de, "muhasebesini doğru yapması, öfke dilinden vazgeçmesi
ve retçi olmaması" tavsiyesinde bulundu. Davutoğlunun HDPye
verdiği mesajsa "PKK terörüne karşı nerede durduğunu netleştir"
oldu.
Erdemli davranışı sergilemeye devam edeceklerini belirten
Davutoğlu, koalisyon görüşmeleriyle Meclis Başkanlığı seçiminin
birbirlerinden bağımsız süreçler olduğunu ve son tura kadar
AKP'nin adayı İsmet Yılmazı destekleyeceklerini söyledi.
Konuşmasında 17-25 Aralık soruşturmalarından, paralel yapıdan,
dört bakanla ilgili Yüce Divan sürecinden, Kürt Sorunundan ve
mimari olduğu Komşularla Sıfır Sorun polikasından hiç söz
etmeyen Davutoğlu özetle, seçim sonuçlarıyla ilgili tabloyu
önümüze koyduk, son 4 yıl içinde (Erdoğanla özdeşleşen) yanlış
politika ve yanlış söylemlerin muhasebesini yaptık ve yeni bir
istikamet olmak üzere yola koyulduk; hiçbir vesayete izin
vermeyeceğiz, ahlaklı siyasete varız, erdem zaten bizim kurucu
değerimizdi, AKP özüne dönerek değişecek, bize güvenebilirsiniz
ve muhtemel koalisyon ortağımızla ülke sorunlarını çözmeye iyi
niyetle talibiz mesajı vermeye çalıştı.
Kaynak : http://t24.com.tr/ |