KAFKAS İŞADAMLARI DERNEĞİ
CAUCASUS BUSINESSMEN ASSOCIATION

 

   
Yaşar Kemal'i Kaybettik

Türkiye ve dünya edebiyatının büyük ismi Yaşar Kemal bugün İstanbul'da hayatını kaybetti.


Roman, senaryo ve öykülerinin yanı sıra gazeteci olarak unutulmaz röportajlara imza atan Yaşar Kemal, Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilen ilk Türk yazar oldu. Yaşar Kemal'in eserleri yaklaşık 40 dile çevrildi ve uluslararası arenada büyük ilgi gördü.
 

Hayatı boyunca Türkiye'de barış, insan hakları ve demokrasi mücadelesinin içinde olan Yaşar Kemal, o zamanlar Adana'nın bir ilçesi olan Osmaniye'nin Hemite köyünde, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun ilan edildiği 1923'ün sonbaharında dünyaya gözlerini açtı. Asıl adı Kemal Sadık Göğceli olan yazarın ömrünün ilk yılları çok zorlu geçti. Babası, o 5 yaşındayken Sadık Efendi Camisi'nde gözleri önünde öldürüldü; böylece annesi Nigar Hanım ile bir başına kaldı.
 

Kendi ifadesine göre bir Türkmen köyünde tek Kürt ailenin çocuğuydu. Evde sadece Kürtçe, köyde ise Türkçe konuşurdu. Küçük yaşta geçirdiği kaza sonrası gözlerinden biri kör olan Yaşar Kemal, öğrenim hayatı ancak ortaokula kadar sürebildi. Adana'da pamuk tarlalarında, batozlarda ırgatlık, traktör sürücülüğü, çeltik tarlalarında kontrolörlük yaptı; ama ortaokul yıllarında tutulduğu edebiyat sevgisi hiç aklından çıkmadı.
 

İlk öykü kitabı Sarı Sıcak'ta da yer alan Bebek öyküsü ile Türkiye edebiyatında çok önemli bir yere sahip olan ilk romanı İnce Memed, Cumhuriyet'te tefrika edildi. 1955'te piyasaya sürülen İnce Memed, yaklaşık kırk dile çevrilerek yayımlandı ve aynı yıl "Varlık Roman Armağanı" kazandı. Kitaplarının yurtdışında yüzlerce baskısı yapıldı. Yaşar Kemal, 1963 yılına kadar Cumhuriyet gazetesinde röportaj ve makale yazarlığı yaptı. Usta yazar, röportajlarıyla da Türkiye basın tarihinde iz bıraktı. Gazeteciler Cemiyeti'nden "Özel Başarı Ödülü" kazandı. 1967 yılında "Ant" adlı siyasi derginin kurucuları arasında yer aldı. Ayrıca Türkiye Yazarlar Sendikası'nın ilk genel başkanlığını yaptı.
 

Pen Yazarlar Derneği'nin de ilk başkanı olan yazar, 1974 yılında Demirciler Çarşısı Cinayeti romanı ile Madralı Roman Ödülü; 1977'de Yer Demir Gök Bakır ile Fransa'da Yılın En İyi Romanı ödülü; 1982'de Del Duca ödülü; 1984 de Fransa'dan Legion d'honneur nişanı verildi.
 

Eserleri yaklaşık 40 dile çevrilen ve uluslararası arenada büyük ilgi gören Yaşar Kemal, Türkiye'de ve yurtdışında aldığı çok sayıda ödülün yanı sıra ikisi yurtdışında beşi Türkiye'de olmak üzere yedi fahri doktorluk payesine layık görüldü.

Yaşar Kemal tüm insanları severdi, fakat sanki Çerkesleri daha çok severdi. Tüm eserlerinde bir Çerkes kahraman olurdu. Çerkeslerin anayurtlarından sürgün edilişlerini, anayurtlarına duydukları özlem ve sevgiyi, Çerkes kültürünün artık yokolan güzelliklerini onun kadar iyi anlatan yoktu.
 

Yaşar Kemal'i her zaman saygı ve sevgi ile hatırlayacağız.
Kafkas Dernekleri Federasyonu

 

Yaşar Kemal, Kafkas Abhazya Kültür Derneği'nde yaptığı söyleşide Çerkeslere ilişkin duygu ve düşüncelerini çok güzel özetlemişti:

Çerkesler büyük bir halktır, küçük halk yoktur zaten. Çerkesler topraklarını hiçbir zaman hiç kimseye vermek istemediler, o yüzden de sürgün olmuşlar. Galip gelmiş Ruslar ve sürgüne gelmişler. Sürgünde de Osmanlı çok iyi davranmamış Çerkeslere. Balkanlar’a yerleştirmişler, neden Balkanlar’a da Anadolu değil. Onları da tekrar Arapların içine göndermişler, bu da acayip bir şey! Cumhuriyet devrine gelince, gene yabancı saymışlar. Kurtuluş Savaşı'nın kahramanları, büyük insanları bunlar.


Bir gün yürüyordum gölün kenarında, 5-10 kişilik bir kalabalık var ve bir kamyon duruyor. Gittim baktım, Çerkes oyunlarını biliyorum. Şöyle böyle yaptım tanımasınlar diye, aralarına girdim. Hiç kimse tanımadı beni. Ondan sonra ben ayrıldım, bitiyor diye. Meğer herkes beni tanıyormuş, ‘bizimle gel’ dediler.


- Peki niye geleyim,
- Biz Çerkes’iz,
- Allah güzellik versin, ben size küsüm,
- Niye?
- Siz istemediniz, hiçbir zaman kendinizi, kültürünüzü istemediniz. Çerkes’siniz, sizin büyük bir kültürünüz var. Yazık size. Niye istemiyorsunuz dilinizi? Niye okul istemiyorsunuz dilinize? Ben size küsüyorum, konuşmuyorum işte..
- Yaşar abi yapma!
- Küstüm! dedim ve küstüm!
***
Hatırlarsanız son Cumhurbaşkanlığı ödülünü alınca Çerkesleri ağzımdan düşürmedim. Evvela Çerkeslerin ve Kürtlerin dilini vereceksiniz dedim. Hatırlıyor musunuz?
***
Şimdi benim tüm romanlarımda Çerkes geçer. Niye böyle? Vallahi billahi bilmiyorum. Gerçekten bilmiyorum ama hep Çerkes oluyor.

Mesela İnce Memet’ te bir kahraman var, o da Çerkes. Arkadaşlarıma biraz önce anlattım. Cumhuriyet’te çıktı, İnce Memet’in birincisi. Bitti. Üç gün sonra Cumhuriyet’e gittim. ‘Ya Yaşar, 10-15 çocuk geldi, seni bekliyorlar. Gitmiyorlar, Yaşar Kemal’i göreceğiz’ diyorlar. Odam vardı, gerçi beni kovmuşlardı ama Nadir Nadi geldikten sonra duruyordu. ‘Çocukları benim odaya götürün’ dedim ve ben de gittim, çocuklar çok sevindi.

‘Nerdeyse sizi görmeden gidecektik’ dediler. ‘Ne istiyorsunuz çocuklar’ dedim. ‘Biz teşekkür etmeye geldik’ dediler. ‘Niye’ dedim. ‘Kitabınız var ya, orda Çerkesler var ya, Çerkesler de kahraman ya orada, işte biz teşekkür etmeye geldik’ dediler. ‘Nerelisiniz’ dedim. ‘Anadolu’nun her yerinden bir Çerkes çocuğu aldık’ dediler, ‘Bir kişiyle teşekkür olur mu? Siz Çerkesler için yazmışınız’ dediler. Bunu hayatım boyunca hiç unutamam.
***
Benim tek derdim, bu kültür ölmemeli. Dünya zenginleştikçe, kültür zenginleştikçe insan insan olur. Göz göre göre ‘ben bu milletten değilim’ dediği zaman hapı yuttu insanlık.

Kendimi bildim bileli bu dil meselesiyle uğraşıyorum. Diller başka dilleri öldürmemiştir. Bütün tarihten sorun, hiçbir dil hiçbir dili öldürmemiştir. Düşünelim bir; bütün diller birbirini besler, diller tek başına kaldığı zaman Türk dili gibi olur. Türk dili bu durumda olacak bir dil değildi. Yasakladı Türk dili, yasakladığından faydalanamadı, onunla zenginleşemedi. Ben Türk dilinin bir yazarıyım, Çerkesce yasaklanmasaydı, Kürtçe yasaklanmasaydı… 17 dil var, bunlar yasaklanmasaydı Türk dili daha zenginleşirdi. Bbunu anlayacak kadar kültür yok bizim politikacılarımızda..


Bir dil nasıl zenginleşiyor, bu da dünyada bilinen bir şeydir. Bir dilin edebiyatı olmazsa ölür. Bu kesin. Edebiyat yaşatıyor dilleri.
***
Evet, burada konuştuğum için memnunum. Çerkesler şunu bilin, bir adem oğlu çıkıp ben Çerkes değilim derse, güle güle gitsin Cehennem’in dibine..

kaynak : http://www.kaffed.org/
 

 
  Paylaş      
 

KAFİAD uğur mumcu'nun sokaği 20-5 g.o.p. ankara  Tel : + 90(312) 447 49 70 Fax : + 90(312) 446 99 12