TÜSİAD -
Dünya Bankası "Küresel Ekonomik Beklentiler 2015:
Mali
Hareket Alanı Yaratmak ve Kullanmak" Konferansı
Toplantıda Dünya Bankası tarafından hazırlanan "Küresel Ekonomik
Beklentiler 2015: Mali Hareket Alanı Yaratmak ve Kullanmak"
başlıklı rapor kamuoyuna sunuldu. Raporda 2015 yılına ilişkin
beklentilerin yanısıra, mali politikaların ekonomik aktiviteyi
desteklemeye etkisi ve petrol fiyatlarındaki düşüş ele alınıyor.
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran-Symes konferansın
açılışında bir konuşma gerçekleştirdi.
Başaran-Symes, konuşmasında dünya ekonomisinin 2014 yılında
beklentilerin altında bir performans sergilediğini söyledi. ABD
ve İngiltere ekonomilerinde nispi bir canlanmadan bahsetmenin
mümkün olduğunu bildiren Başaran-Symes, "Ancak AB ve Japonya
ekonomilerindeki daralma ile gelişmekte olan ekonomilerdeki
yavaşlama, geçtiğimiz yıl daha belirleyici gelişmeler olmuş ve
2014 yılında dünya ekonomisinin büyümesini oldukça
sınırlamıştır" şeklinde konuştu. 2014 yılını özel kılan bazı
gelişmelerin aslında büyüme tahminlerindeki yanılmayı da
açıkladığını vurgulayan Başaran-Symes, Ukrayna krizi başta olmak
üzere, bir dizi jeo-politik riskin küresel düzlemde ciddi bir
güven sorunu yarattığını ve bu gelişmelerin yarattığı
belirsizlik ortamının halen de devam ettiğini kaydetti.
Daha önemli bir gelişmenin ise beklenmedik bir şekilde ve
olağanüstü oranlarda düşen petrol fiyatları olduğunu vurgulayan
Başaran-Symes, aslında petrol fiyatlarındaki bu gelişmenin yılın
son çeyreğinde başladığını, ancak düşüş hızlı ve yüksek oranda
olduğu için etkilerinin çok hızlı görüldüğünü ifade etti.
Başaran-Symes, ABD'nin faiz oranı hikayesinin önemli bir hikaye
olduğunu belirterek, "Hepimiz sürekli, neredeyse işimizi
gücümüzü bırakıp FED'in 'ne gün', 'ne oranda' faiz artıracağını
bekler olduk. İşin açıkçası, bu muhtemel artışın da sınırlı bir
oranda gerçekleşeceği noktasından hareketle, etkisinin de
olağanüstü bir sonuç doğurmayacağını düşünüyorum" dedi.
Avrupa Merkez Bankası'nın, FED'inkine benzer bir parasal
genişleme programının bu sene içinde tecrübe edilecek önemli bir
politika tercihi ve ABD faiz artışı ile ters yönde çalışacak bir
araç olduğunu aktaran Başaran-Symes, üstelik bu aracın, yani
Avro bölgesindeki parasal genişlemenin, ABD'deki gibi etkili
çalışıp çalışmayacağı konusunda da tartışmaların mevcut olduğunu
söyledi. Gelişmekte olan ülkelerde ise, 2014 yılında başlayan
yavaşlamanın devam edeceğini tahmin etmenin mümkün olduğunu ve
bu gelişmelerin 2015 yılı için çok daha önemli bir boyut
olduğunun görülmesi gerektiğinin altını çizen Başaran-Symes,
konuşmasını şöyle sürdürdü:
"2015 yılı 2014 yılından çok farklı bir yıl olmayacak ve dünya
ekonomisi yine 2014'te olduğu gibi yüzde 3,5 civarında
büyüyebilir. Ancak arka planda, TÜSİAD'ın da çeşitli
çalışmalarla dile getirdiği bir olguyu tam olarak görmemiz
gerekiyor.Artık ülkeler veya bölgeler bazında büyümeler, kalıcı
olarak daha düşük seyredecek ve bu büyümeler birbirlerine daha
çok yaklaşacak. Yani dünya ekonomisi, teknik tabiri ile bir alt
optimalde dengeye geliyor. Bunun en iyi örneğini Çin'de görmek
mümkün; Çin yönetimi hızlı ve kontrolsüz bir büyüme yerine,
yüzde 6-7'lerde seyreden ancak kontrollü ve kapsayıcı bir büyüme
politikasına doğru kaymakta." Başaran-Symes, iş dünyası olarak
büyümenin temelinde istisnasız olarak üretkenliği gördüklerini
belirterek, "Ne para politikasının, ne maliye politikasının
orta-uzun dönemli büyümeye katkısı söz konusu olamaz"
Kriz esnasında, bu klasik politika setinin dışına çıkıp, makro
ihtiyati tedbirlerin de uygulamaya konulduğunu anımsatan
Başaran-Symes, Merkez Bankalarının geleneksel olmayan bir seri
hedef ve aracı kullanmaya başladığını, Türkiye örneğinde de
bunun tecrübe edildiğini ifade etti. TÜSİAD olarak daha önce de
vurguladıklarını, Merkez Bankalarının refah yaratamayacağını ve
ana görevlerinin fiyat istikrarı olduğunu belirten Başaran-Symes,
"Burada belki gündemle ilgili bir tespit yapmak lazım. Bağımsız
kurumlarımızın bağımsızlığını TÜSİAD olarak önemsiyoruz. Bu
kurumların bağımsızlığının Türkiye ekonomisi için önemini burada
bir kez daha altını çiziyorum. Bu konuda TÜSİAD'ın görüşü hiçbir
şartta değişmeyecektir. Dolayısıyla ülkemizde son dönemde bu
yöndeki, kamuoyunun, iş dünyasının kafasını karıştıran
gelişmelerin de bir an önce sonlandırılmasını şahsen ve TÜSİAD
olarak diliyorum" değerlendirmesinde bulundu.
kaynak : http://tusiad.org/ |