VEDAT ÖZDAN /
Charlie
Hebdoya yapılan saldırı Davos gündeminde
Dünya Ekonomi Forumunu (World Economic Forum) 1971 yılında
Davosta Klaus Schwab başlattı. Başlangıçtaki adı Avrupa
Yönetim Sempozyomuydu (European Management Symposium). Amacı,
Avrupa iş dünyasının liderlerini ABDdeki muhatablarıyla bir
araya getirerek iş bağlantıları geliştirmelerine yardımcı olmak
ve sorunlara çözüm bulmayı kolaylaştırmaktı. Sempozyum, 1987
yılında Dünya Ekonomik Forumu (WEF) adını aldı. Bu tarihten
sonra platformun misyonu uluslararası sorunlara çözüm bulmak
haline geldi.
Davosta bugün (21 Ocak) başlayan WEF 24ünde sona erecek.
45incisi düzenlenen forumun gündemi Yeni Küresel Çerçeve.
Foruma; iş, siyaset, sivil toplum, kültür, din ve bilim
dünyasından 2.500 delegenin katılması bekleniyor. Bu sayının
rekor olduğu söyleniyor.
Foruma Fransa Devlet Başkanı François Hollande, Almanya
Başbakanı Angela Merkel, Çin Başbakanı Li Keqiang, Başbakan
Ahmet Davutoğlu dahil 40 devlet ve hükümet başkanı katılıyor.
WEFte hükümeti temsilen Türkiyeden Başbakan Ahmet Davutoğlu
dışında Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşek de katılıyor.
Forum gündeminde 10 tartışma konusu var. Çevre ve kaynak
kıtlığı; istihdam becerileri ve beşeri sermaye; cinsiyet
eşitliği; uzun vadeli yatırım, alt yapı ve kalkınma; gıda
güvenliği ve tarım; uluslararası ticaret ve yatırım; internetin
geleceği; küresel suçlar ve yolsuzlukla mücadele; sosyal
kapsayıcılık (social inclusion); finansal sistemlerin geleceği.
WEFten yapılan bir açıklamayla, 23 Ocak Cuma günkü yapılacak
panelde bazı oturumların Pariste önceki hafta Charlie Hebdoya
yapılan terörist saldırı nedeniyle dini aşırılık ve şiddetle
mücadeleye ayrıldığı duyuruldu.
Duyuru sonrasında, aralarında Londra merkezli yaşlılara yardım
amacıyla kurulmuş olan The Elders adlı bir vakfın CEOsu olan
ve daha önce Katolik dünyasının en büyük yardım ve dayanışma
organizasyonu olan Caritas Internationalın Genel Sekreteri olan
Lesley-Anne Knightın da olduğu bazı yorumcular, söz konusu
saldırıları sosyal eşitsizliğin ve dışlanmışlığın manifestosu
olarak değerlendirdi.
Kaynak : http://t24.com.tr/
|