VEDAT ÖZDAN /
Dünya
ekonomisinde tehlike çanları kimler için çalıyor?
1 milyar 368 milyon insanla dünyanın en büyük nüfusuna sahip
olan Çin ve 1 milyar 265 milyon insanla ikinci en büyük nüfusuna
sahip olan Hindistanda düşük ücretlerin beslediği tedarik
zinciri ticareti, bu ülkeler ve biz dahil, yükselen piyasa
ekonomilerinde yaşam standardı artan orta sınıfın yarattığı
talep, hem bu ülkelerde, hem de dünya ekonomisinde hızlı
büyümeye yol açtı.
Hızlı büyüme nedeniyle emtia ve petrol fiyatları başta olmak
üzere neredeyse tüm varlık fiyatları akıl almaz bir hızla
yükseldi.
2008 krizi sonrasında majör merkez bankalarının bilanço
büyütmeleri krize çare olur sanıldı ve bir süre daha fiyat
artışı devam etti. Ancak ne yapılanlar çözüm oldu, ne de onca
teşvik ve desteğe rağmen dünya ekonomisi 2008 öncesine
dönebildi.
Geçen yıl Fed bilanço büyütmeye son verdi. O gün bugündür Dolar
/Avro paritesinde, metal fiyatları ve metal fiyat endekslerinde
ciddi düşüşler yaşanıyor. Misal, 2014 yılında demir cevheri
fiyatı yüzde 47 düştü.
Malum Çin, dünyanın en büyük demir dışı metal (alüminyum,
bakır, nikel, kalay, titanyum, çinko) ve demir cevheri
ithalatçısı. Avrupa kıtası nüfusunun neredeyse iki katı kadar
insanın yaşadığı Çin, refahı artan orta sınıfın yarattığı
talebin hızla büyüttüğü inşaat sektörü, yenilenen şehirlerin alt
yapı projeleri ve halen hızla büyüyen sanayisinin
gereksinimlerini karşılamak amacıyla bu metallari talep
ediyordu.
Uuslararası ticarete konu olan demir cevherinin yaklaşık üçte
ikisi, demir dışı metallerin (alüminyum ve bakır başta olmak
üzere) yaklaşık yarısını Çinin ithal ettiğini belirtelim.
Evet durum 2008 öncesi gibi değil artık!
Uluslararası işbölümü değişti. Tedarik zinciri ticareti eskisi
gibi dünya ekonomisini büyütemiyor. Küresel hasıla artışının
uluslararası ticarete karşı duyarlılığı azaldı. Dış talebi
azalan Çinin en büyük ticaret partneri olan Avrupa Birliği
ülkeleri büyüyemez oldu. Nüfus yaşlandı. Teknolojik değişim
nedeniyle verimlilik artışında sınıra gelindi. Yükselen piyasa
ekonomilerindeki orta sınıfın talebi eski hızında artmıyor.
Batı'da reel ücretler neredeyse on yıldır aynı seviyelerde.
Dünyanın en büyük nüfusuna sahip Çin ve Hindistan'dakiler dahil
küresel orta sınıf borçlu durumda. Herkes ev araba vs. taksit
ödüyor. Devletler çok borçlandı ve daha fazla harcayamaz duruma
geldi...
Sadece metallerde değil petrol fiyatlarındaki kaygı verici düşüş
de bir ölçüde aynı gerekçeye dayanıyor. Brent petrolü pazartesi
günü düşmeye devam etti. Bir günde yüzde 6 dolar fiyatı düşen
Brent petrol günü 53 dolardan kapadı. ABD ham petrolü de (WTI)
Pazartesi günü bir ara 50 doların altını gördü ve günü 50.05
dolardan kapattı. Keza, yüzde 4'leri aşan oranda düşüşler dün de
devam etti. Böylece son altı ay içinde petrol fiyatları yüzde
60a yakın gerilemiş oldu. Sorunun kaynağı talep
yetersizliğinden çok arz fazlası gibi görünüyor
Hatırlatalım: 11 Temmuz 2008 günü Brent petrolü Londrada 144.02
doları, WTI 146.90 doları görmüştü.
Geçen yıla kadarki yüksek fiyat seyri ABDde petrol üretimini
artırıcı etki yapmıştı. ABD Enerji Enformasyon Bürosuna göre
(US Energy Information Administration) geçen yılın mayıs ayında
ABDde günlük üretim 9.4 milyon varile çıkmıştı. Bu rakam 1972
Eylül ayından bu yanaki en yüksek günlük üretim rakamıydı. Keza
yüksek fiyatlar kaya petrolü üretimini de teşvik etmişti. Kaya
petrolü ve kaya gazı üretim şirketleri yüksek yatırım
harcamaları yapmıştı. Böylece ABD, dünyanın en büyük petrol
üreticiliğini Suudi Arabistanın elinden almıştı.
ABDnin daha az petrol ithal etmesi ve yapılan enerji
yatırımları sayesinde ABD ekonomisi hızla toparlanmış ve biz de
Fedin olası faiz artırma tarihinin en önemli göstergesi olarak
değerlendirilen istihdam piyasasında her ay beklenenin üzerinde
istihdam artışı görmüştük.
Geçen yazımızda petrol fiyatları savaşından söz etmiştik. Şayet
bir tür savaş yaşıyorsak, üretim maliyetlerini, petrol
fiyatlarının nereye kadar düşebileceğine dair bir karine,
olarak kullanabiliriz. Suudi Arabistanda varil başına üretim
maliyetinin 6 dolar olduğunu yazmıştık. ABD de ise bu rakam en
fazla 25 dolar. Buradan şu tahmini yapmak mümkün: 40 doların
altına düşen bir fiyat, vadeli işlem piyasalarında hemen alıcı
artışına yol açarak spot fiyatı tekrar yükseltebilir.
Emtia ve petrol fiyatlarındaki hızlı düşüşe rağmen McKinsey
Global Institute enerji, gıda, metal ve su talebinin önümüzdeki
on yıl içinde artması gerektiğini söylüyor. Gerekçe şu:
Önümüzdeki yirmi yıl içinde dünya orta sınıf nüfusuna üç
milyarlık yeni katılım olacak.
Özetle, kısa vadede ciddi bir küresel türbülans ve durgunluk
riskinden bir süreliğine de olsa kurtulmanın tek yolu, petrol
fiyatları savaşının sona ermesi, ECB'nin kesenin ucunu açması ve
akabinde Çinin büyümeyi teşvik edici yeni ve büyük bir teşvik
paketi açıklaması.
Aksi takdirde Fed'in işi zor.
Uzun vade içinse yeni bir hikaye lazım.
Kaynak : http://t24.com.tr/
|