KAFKAS İŞADAMLARI DERNEĞİ
CAUCASUS BUSINESSMEN ASSOCIATION

 

   
Kültürü, dili ve gelenekleri korumak en önemli siyasettir

Çerkesya'nın Nalchik şehrinde yaşamını devam ettiren Marem Gökhan Şen ikinci etnik müzik çalışması "Çerkes Ezgileri II"de uzun yıllar süren savaşlar sonucunda 150 yıl önce yerlerinden yurtlarından koparılmış, sürülmüş bir toplumun yaşadıkları var. Albümdeki her parçanın yaşanmışlığı, acısı, hüznü ve mutluluğu ayrı.

Marem Gökhan Şen ikinci etnik müzik çalışması "(Khekhes Etuane) Çerkes Ezgileri II" albümünü Kalan Müzik etiketiyle rafa çıktı. Marem Gökhan'a göre müzik, kültürü, unutulma tehlikesi yaşayan dilleri ve gelenekleri koruma, sürekli kılma ve sonraki nesillere taşıma mücadelesinde en güçlü silah. İşte bu yüzden “(Khekhes Etuane) Çerkes Ezgileri II” sürekliliği olacak, olması gereken bir Çerkes müziği çalışması.


-“Çerkes Ezgileri” nasıl doğdu?

Çocukluğumdan bu yana Çerkes melodileri ile iç içeyim. Çocukken babam Ürdün’den Kafkasya’dan kasetler getirtirdi tanıdıkları vasıtasıyla. Bu kasetleri kopyalar kopyalar dağıtırdım. Kasetler o dönemin profesyonel stüdyo kayıtlarından ziyade Çerkes düğünlerinde törenlerinde ve önemli günlerinde kaydedilen ses kalitesi yok denecek kadar az ezgileri içerirdi. Zaman içerisinde bu ilgi daha da arttı ve Akordeon çalmaya başladım. Ve bir gün ben bu ezgileri neden orjinal haline sadık kalarak temiz ve profesyonel şekilde kayıt altına almıyorum diye düşündüm. Bu düşünceye varmak çok kolay ve hızlı oldu çünkü en üzüldüğüm şeylerden biridir ki Çerkes Müziği adına profesyonelce yapılmış kayıtlar yok denecek kadar az. İlk olarak Kayseri’de bu kültüre yıllarını vermiş büyüklerimle bir kaç çalışmam oldu. Sonra İstanbul’da 2009 yılında ilk albüm çalışmama başladım. İngiltere’de süren üniversite eğitimimden zaman buldukça İstanbul’da kayıtlara devam ettim. 2010 yılında bu projenin daha da profesyonel olmasında dönüm noktası olan Kalan Müzik’in sahibi Hasan Saltık ile tanıştım. Hasan abininde profesyonel yönlendirmeleri ile 2011 yılının sonlarına doğru Хэxэc Çerkes Ezgileri’ni çıkardık.

- Arşivlere, eski kayıtlara nasıl ulaştınız?

Çerkes nufüsunda sanatın herhangi bir dalı ile ilgilenen insanların oranı diğer toplumlara göre biraz daha fazladır diye düşünürüm hep. Akordeon Pshıne (Enstrüman’ın Çerkesce adı) çalan büyüklerimiz çoktur. Daha önce enstrüman çalmış veya müzikle ilgilenmiş her Çerkes’in evinde mutlaka bir kaç kaset bulursunuz 20 – 30 yıllık. Bu sebeple arşivlere ve kayıtlara ulaşmak konusunda hiç sıkıntı yaşamadım.

-Çerkesya’da Nalchik’de yaşıyorsunuz sanırım.

Ailem geleneklerine bağlı ve kültürüne, diline hakim bir ailedir. Bunun yanında tipik bir sanayici ailesi Kayseri’de. Aile mesleği gereği İngiltere’de dört yıl işletme eğitimi aldım. 2009 yılında üniversite eğitimimi tamamlayıp Çerkesya’nın Nalchik şehrine yerleştim. Yeşiline, sakinliğine, verdiği huzura ve en önemlisi sokaklarında anadilin konuşulmasına aşık oldum. Yaklaşık dört yıldır Nalchik’te yaşıyor ve bayramlarda, özel günlerde yakınlarımı görmek için Türkiye’ye geliyorum. Ayrıca belirtmekte fayda buluyorum müzik çalışmaları aslında benim işim değil bir nevi içinde yaşadığım kültür adına yapmak zorunda hissettiğim ve yaparken çok zevk aldığım bir vazife. Kendimi bu konuda sorumlu hissediyorum.

-Müzik çok önemli bir kültür taşıyıcısı, ruha ve zihne hitap ediyor. Siz de müziği bu anlamda çok yerinde kullanıyorsunuz.
Hasan abimin ilk tanıştığımız dönemlerde söylediği bir cümleyi hiç unutmam; Müzik o kadar güçlüdür ki toplumların kültürlerini, geçmişlerini ve yaşayış biçimlerini unutmama savaşında en etkili silahtır. Aklımın bir köşesinde hayatımın sonuna dek kalacak bir sözdür bu.
Gerek Türkiye gerekse Çerkesya’da siyaset konuşmadığımdan siyasetle ilgilenmediğimden bahseden arkadaşlarıma ben siyaseti müzikle yapmak taraftarıyım derim. Kültürü, dili ve gelenekleri korumaya çalışma çabası en önemli siyasettir benim nazarımda. Çerkes kültürünün kalıcı olmasına katkı sağlamak birinci derdim. İkincisi ise Çerkes Müziğini diğer toplumlara tanıtmak, dünyada Çerkes müziği de var farkındalığı yaratmaktır.

-Çerkes Ezgileri II projesinde nasıl bir yol haritası izlediniz, neler yaptınız?

Çerkes Ezgileri II projesine spesifik olarak değinmeden önce kısaca netleştirmek istediğim bir nokta var. Хэxэc, Vatanı dışında yani Çerkesya dışında yaşayan Çerkesleri tanımlayan yine Çerkesce olan bir kelimedir. Albümle alakalı ise Хэxэc bir grup ismi değil, maddi ve manevi gücümün yettiği yere kadar gidecek bir Çerkes müziği projesinin adıdır. Yani Хэxэc bir projedir. Хэхэс Eт|уанэ ise ikinci manasına geliyor. Çerkes Ezgileri II’ye 2012 yılında Nalchik’te başladım. Geleneksel Çerkes enstrümanlarının yanında Keman ve Çello ile harmanladım Akordeon sesini. 9 adet sözlü 9 adet ise enstrümantal olmak üzere 18 tane parça var albümde. Orjinal çizgisinden çıkmadan dinlenebilir seviyede üretmeye çalıştım parçaları. Nalchik’te bu konuda profesyonel insanlarla çalıştım. Kayıtların çoğunu Nalchik’te, kalan kısmını ise İstanbul’da Kalan stüdyolarında tamamladım. Yine son düzenlemeler ise Kalan stüdyolarında yapıldı. İstanbul’daki çalışmalar süresinde ise Hasan abi vasıtasıyla Şevval Sam’a bir parça okuttum. Yine Hasan abi vasıtasıyla Prof. Dr. Cihat Aşkın ile tanıştım. Çerkes Ezgileri II’ye Kemanıyla ayrı bir değer kattı Cihat Aşkın. Bunun yanında Özer Arkun ise Çellosunu Çerkesce konuşturdu albüm için. Tabiri caizse aslında geleneksel olmayan bu enstrümanları Çerkesce konuşturmaya çalıştık. Ayrıca albümün görselleri bu yıl Çerkes Sürgünü’nün 150. Yılı olması sebebiyle bu trajediye değinmek amacıyla Çerkesya’nın Maykop şehrinde yaşayan Ressam Dug Aytek Doğbay tarafından özenle hazırlandı. Kendisi çok özel ve yaratıcı bir insan, bir sanat adamıdır.

-Eserleri nasıl seçtiniz?

Repertuvarı oluştururken öncelik verdiğim en önemli şeylerden birisi eserlerin daha önce profesyonelce icra edilmemiş olması. Albümdeki bazı parçalar çoğu Çerkes’in bildiği parçalar aslında fakat bunları profesyonel insanlar ile son noktaya ulaştırmak ve gündem oluşturmak yine önceliklerimdendi.

-Albümün ruhunda aşk, savaşlar ve sürgün ağır basıyor gibi...

Uzun yıllar süren savaşlar sonucunda 150 yıl önce yerlerinden yurtlarından koparılmış, sürülmüş bir toplumun müziğinde savaşların, aşkın ve sürgünün tüm duygularla anlatılması çok normaldir aslında. Albümde ki her parçanın ayrı ayrı yaşanmışlığı, acısı, hüznü ve mutluluğu var. 10. parçada Çerkes-Rus savaşları sırasında yaşanmış bir olay anlatılıyor örneğin. Aynı 16. parçada sevginin en güzel şekilde anlatıldığı gibi.


Not;
Хэхэс Eт|уанэ – Çerkes Ezgileri II projesinin tüm gelirleri geçen yıl Çerkesya’da trafik kazası sonucu göç eden, kendiside bir müzisyen ve örnek insan olan, vatanına geri dönmüş Tıj İlkay adına yapılan misafirhaneye aktarılacaktır.

 

KAYNAK : http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/kultur-sanat/109643/Kulturu__dili_ve_gelenekleri_korumak_en_onemli_siyasettir.html

 

 
  Paylaş      
 

KAFİAD uğur mumcu'nun sokaği 20-5 g.o.p. ankara  Tel : + 90(312) 447 49 70 Fax : + 90(312) 446 99 12