VEDAT
ÖZDAN
2015
Türkiye G20 Liderler Zirvesi iptal edilirse kimse şaşırmasın!
2008 krizi nedeniyle ilk kez Washingtonda yapılan G20 Liderler
Zirvesi bana göre misyonunu tamamladı!
Neden mi?
G20, Asya krizini takiben maliye bakanları ve merkez bankası
başkanları düzeyinde toplanmak üzere 1999 yılında, G7 Maliye
Bakanları toplantısında alınan kararla kuruldu. G20yle
amaçlanan, kriz çıkaran gelişmekte olan ülkelerin maliye
bakanları ve merkez bankası başkanlarını, G7deki muhatablarının
yaptıkları toplantılara dahil ederek, bu ülkeleri sorumlu
politikalar uygulamaya teşvik etmek ve böylece küresel finansal
mimarinin krizlere karşı dayanaklılığını artırarak büyümenin
kesintiye uğramasını önlemekti.
G20'nin kurulmasıyla ilgili G7 ülkeleri hangi görüşteydi?
İtalya ve Fransa G20nin kurulmasına karşıydı. Fransanın
gerekçesi, G20nin, direktörülüğünü Fransız Michel Camdessusun
yaptığı IMFin otoritesini zayıflatma ihtimaliydi. ABD ve
Japonya taraftardı. Bu iki ülkeyi İngiltere destekliyordu. Ancak
İngiltere de Uluslararası Finans ve Para Komitesinin önemini
azaltacaksa, karşıyız diyordu. Çünkü yeni kurulan komitenin ilk
başkanı, İngiltere Maliye Bakanı Gordon Browndu. Kanada yeni
bir grup fikrini en fazla destekleyen G7 ülkesiydi. Diğer
uluslararası kurumları da içine alan, daha geniş bir
konsültasyon mekanizmasının faydalı olacağı görüşündeydi. Bu
anlamda G20nin, 1997 yılında yapılan APEC Zirvesinde Clintonun
önerisiyle kurulan G22den daha az ABD kontrolünde olacağı
öngörülüyordu.
Hatırlanacağı üzere G22de Türkiye ve AB yoktu. Buna karşın Hong
Kong, Malezya, Polonya ve Tayland vardı. G22, ad hoc, yani
kriz varsa toplanmak üzere kurulmuştu. Asya Krizi bitince G22
toplanmaz oldu. Bu nedenle Kanada önderliğinde ABD ve Japonya,
kriz olmasa da düzenli olarak toplanan yeni bir grup
oluşturulması gerektini savunuyordu.
G7 içindeki bu farklı görüşler nedeniyle G20 bir karar organı
olarak değil, odağında konsensus oluşumunu desteklemek olan bir
müzakere organı olarak kuruldu.
G20 Liderler Zirvesi nereden çıktı?
2008 yılının Eylül ayında Lehman Brothersın iflasıyla başlayan
küresel finansal kriz sonrasında George W. Bush G20 ülke
liderlerini Washingtona davet etti. Davetin amacı, dünya
ekonomisini resesyona sürükleyen finansal krize karşı alıncak
önlemleri konuşmak ve koordine etmekti. Davet üzerine G20 ilk
kez 14-15 Kasım 2008 tarihinden devlet ve hükümet başkanları
düzeyinde toplandı. Washington zirvesinde liderler tekrar
biraraya gelme kararı aldılar. Böylece G20 daha önceleri maliye
bakanları ve merkez bankası başkanları düzeyinde yılda iki kez
toplanırken, Washington toplantısında alınan kararla liderler
düzeyinde de toplanmaya başladı. Bu toplantılara bilahere G20
Liderler Zirvesi dendi.
Bu yılın Kasım ayında Avusturalyada yapılacak olanla birlikte
G20 Liderler Zirvesi dokuz kez yapılmış olacak ve 1 Aralık
tarihinde G20 dönem başkanlığı Türkiyeye geçecek.
Şayet Avusturalya zirvesinde liderler 2008 krizi sona erdi,
liderler düzeyinde toplanmaya gerek artık kalmadı türü bir
karar vermezlerse, hem G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası
Başkanları toplantıları, hem de G20 Liderler Zirvesi önümüzdeki
yıl Türkiyede yapılacak. Aksi halde, sadece G20 Maliye
Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları toplantılarına ev
sahipliği yapacağız.
Daha önceki G20 Liderler Zirvelerinde neler konuşuldu?
2008 yılında ABDde (G.W Bush dönemi) yapılan birinci G20
Liderler Zirvesinde (Washington) hedge fonların, türev
ürünlerinin, derecelendirme kuruluşlarının ve muhasebe
standartlarının regüle edilmesi konuşuldu.
2009 yılında İngilterede yapılan ikinci G20 Liderler Zirvesinde
(Londra) liderler, yükselen piyasa ekonomilerinin resesyondan
çıkmalarını hızlandırmak amacıyla IMF ve Dünya Bankasına 1
trilyon dolar yardım etme kararı aldılar.
2009 yılında ABDde (Obama dönemi) yapılan üçüncü G20 Liderler
Zirvesinde (Pittsburgh) liderler, finansal reformları izlemek
üzere G20 bünyesinde Finansal İstikrar Kurulunun kurulmasına
karar verdiler. Zirvede bankaların sermaye yeterlilik
rasyolarının artırılması, hedge fonların regüle edilmesi, vergi
cennetlerini düzenlenmesi konuşuldu ve banka CEO'larına verilen
yüksek ücretler ve bonusların bankaları riskli türev işlemlere
teşvik ettiği tespiti yapıldı.
2010 yılında Kanadada yapılan dördüncü G20 Liderler Zirvesinde
(Toronto) liderler kendi ülkelerinde bütçe açıklarını 2013
yılına kadar yarı yarıya indirme kararı aldılar. Bu zirvede
ülkelerin borçlarını azaltmaları gerektiği konuşuldu.
2010 yılında Güney Korede yapılan beşinci G20 Liderler
Zirvesinde (Seul) ABD ve Çin arasındaki kur savaşlarının olumsuz
sonuçları, gündemin en sıcak konusuydu. O tarihlerde ABD, ulusal
para birimi olan yuanın değersiz olması nedeniyle Çine baskı
yapıyordu. Bu zirvede ayrıca liderler IMFteki yüzde 7lik oy
hakkının yükselen piyasa ekonomilerine devredilmesini
konuştular. Güney Korenin dönem başkanlığı sırasında ayrıca B20
(Business 20) kuruldu ve Seulde ilk toplantısını yaptı.
2011 yılında Fransada yapılan altıncı G20 Zirvesinde (Cannes)
ana tema Yunanistan borç kriziydi.
2012 yılında Meksikada yapılan yedinci G20 Zirvesinde (Los
Cabos) daha çok Avrupa borç krizi konuşuldu. Bu zirvede
Merkelden krizin çözümüne daha fazla destek olması istendi.
Aynı zamanda Yunanistan borç krizi için daha kapsamlı bir plan
olması gerektiği konuşuldu.
2013 yılında Rusyada yapılan sekizinci G20 Zirvesinde (St.
Petersburg) küresel büyümenin artırılması için yapılması
gerekenler ana temaydı. Zirvede BRICS ülkeleri kendilerine
yönelik doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının artması için
G20nin aksiyon almasını istediler. Zirvede Rusyanın
desteklediği Suriyedeki kimyasal silah kullanımına yönelik
alınacak tutum konuşuldu. Obama, Suriyeye askeri müdahale için
liderlerden destek istedi. Fransa, Suudi Arabistan ve Türkiye
hava saldırısına destek veren ülkelerdi. Çin, petrol
fiyatlarının artabileceği endişesiyle hava saldırısına
muhalifti. Diğer liderlerse ekonomik yaptırım uygulanmasının
yeterli olacağı görüşündeydiler.
Bu zirvede B20den esinlenerek ve G20ye yönelik eleştirilere
cevaben Sivil Toplum 20 (C20), İşgücü 20 (L20), Düşünce
Kuruluşları 20 (T20) ve Gençlik 20 (Y20) grupları kuruldu.
15 16 Kasım 2014 tarihlerinde Avusturalyada dokuzuncusu
yapılacak olan G20 Liderler Zirvesinin (Brisbane - Queensland)
gündemi şu: Ekomomik büyümenin desteklenmesi, istihdam yaratmak,
küresel ekonominin krizlere karşı dayanıklılığını artırmak, IMF
reformu ve Çin - Hindistan ikilisinin IMFteki rolünün
artırılması, uluslararası kar transferinin olumsuz etkileriyle
mücadele, vergiden kaçınmak için kullanılan diğer yöntemlerle
mücadeledir.
Liderler düzeyinde yapılan G20 Zirvelerine rağmen ilki 1999
yılında Berlinde yapılan G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası
Başkanları toplantıları yılda iki kez olmak üzere yapılmaya
devam ediyor.
G20 Liderler Zirvesi'nin misyonu neden sona erdi?
Önce G20ye yönelik eleştirileri özetleyelim: G20ye yönelik
eleştirilerin başında etkinlik meselesi geliyor. Gruptaki üye
sayısının çok olması ve uzlaşıya varmanın güçlüğü, sorunlardan
en önemlisi olarak dile getiriliyor. Şu noktanın altını çizelim:
Ev sahibi ülkeler istedikleri ülkeleri G20 Zirvelerine davet
edebiliyor. Mesela Avusturalya G20 Liderler Zirvesine Yeni
Zelenda, Singapur, Senegal, Myanmar ve Moritanya'yı davet etti.
Keza İspanya, daimi misafir ülke olarak tüm zirvelere katılıyor.
Bu anlamda daha küçük bir grubun daha etkin olacağı iddia
ediliyor.
İkinci eleştiri meşruiyetle ilgili. Buna göre G20 oluşturulurken
daha fazla yükselen piyasa ekonomisi ülkenin gruba dahil
edilmesi temel saikti; ancak sonuçta G20, içinde Avrupanın çok
daha fazla temsil edildiği bir grup olarak doğdu. Çünkü
İngiltere, Fransa, Almanya ve bir de AB olmak üzere Avrupa
G20de dört koltukla temsil ediliyor.
Üçüncü eleştiri, dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasında
olmasına rağmen G20 üyesi olmayan ülkelerden geliyor. Mesela
dünyanın 13. büyük ekonomisi olan İspanya; Arjantin ve Güney
Afrikadan büyük olmasına ve dünyanın 21. büyük ekonomisi olan
İran, 23. büyük ekonomisi olan Norveç, "ben neden G20 üyesi
değilim" diyebiliyor.
Gelelim sorumuzun cevabına.
1) ABD ekonomisinin toparlanıyor, 2008 krizinin sona eriyor
olması ve G7 ülkeleri için küresel finansal sistemle ilgili
önlem ya da koordinasyon gerektiren acil bir durumun kalmamış
olması;
2) Fedin tahvil alım programına Ekim ayında son verecek ve 2015
yılında faiz artırımına başlayacak olması;
3) BRICS ülkelerinin G20nin de dayanağı olan Bretton Woods
sisteminin en önemli iki kurumu olan IMF ve Dünya Bankasına
alternatif "kalkınma bankası" ve "yardım fonu" kurma kararı
almaları;
vb. nedenlerle G20 Liderler Zirvesinin misyonunu tamamladığı
görüşündeyim. Bunlara ilaveten;
1) ABden uzaklaşmak, Rusya'nın ön ayak olduğu Şanghay Beşlisine
yakınlaşmak, Müslüman Kardeşler ve Hamasa destek veren eylem ve
söylemler, Suriyede Batıdan beklediği desteği alamadığı için
ABDnin 11 Eylül 2001 yılından bu yana savaş açtığı radikal
islamcı örgütlere verilen destek, Kuzey Irak petrolünü dünyaya
pazarlamaya çalışmak, vb. nedenlerle Türkiye'nin ABDnin
Medeniyetler İttifakı Projesi, Büyük Ortadoğu Projesi ve Ilımlı
İslam Projesi için Ortadoğu ülkelerine örnek, müttefik ve
güvenilir bir ülke olmaktan uzaklaşması;
2) Kırım meselesi nedeniyle Rusyanın 1998 yılında katıldığı
G8den çıkarılması ve Ukrayna sorunu nedeniyle ABDnin ve ABnin
çok ciddi yaptırımlarına muhatap bir ülke haline gelmesi ve
sorunun daha fazla büyüme potansiyeli taşıması;
3) Türkiyenin demokrasiden uzaklaşması, negatif faizi yüksek
görüp, faizi enflasyonun sebebi gören argümanda ısrar, faiz
indirmesi için Merkez Bankasına yapılan baskı, tecrübeli
bakanların kabine dışı kalması, yeni ekibin ve onlara bağlı
olarak çalışan bürokratların görevlerinden uzaklaşması, yeni
hükümetin enflasyonu ikinci plana atarak 2015 seçimleri
nedeniyle hem kamu harcamalarını, hem de düşük faizle özel
harcamaları artırmak suretiyle büyüme oranını artırma eğilimine
girecek olması ve sermaye çıkışlarını takiben artacak kurların
sebep olacağı enflasyon bekleyişlerindeki bozulmanın artacak
olması, AKP içinde yaşanması kaçınılmaz olan kargaşa ve bölünme
tehlikesi gibi nedenlerle 2015 yılında, hatta belki daha da önce
yatırım yapılabilir ülke notunu kaybetme olasılığı;
4) Gezi Direnişi sonrasında, son yerel seçimlerde ve
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde türban ve imam hatip meselelerini
ikame etme ve tabanı, sanki cihadın bir parçasıymışcasına
yapılan mücadelenin devam etmesi gerektiğine ikna etme amacıyla,
seçim meydanlarında alenen İsrail üzerinden ABD karşıtlığının
ana tema haline getirilmesi ve adeta küresel intifadanın lideri
algısı yaratacak bir ülke portresi çizilmesi;
4) 17 ve 25 Aralık soruşturmaları sonrasında yaşananlara rağmen,
kendileri döneminde Türkiyenin G20ye üye olduğunu söyleyip,
daha sonra gafını düzelten Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın
Cumhurbaşkanı seçilmesi;
5) Yeni Cumhurbaşkanı ve cumhurbaşkanlığı dönemı hakkında
yabancı basında çıkan haber ve yayınlar;
vb. nedenlerle, Kasım ayında Avusturalyada yapılacak olan G20
Liderler Zirvesinde, ABDnin inisiyatifiyle, bundan böyle
düzenli olarak her yıl liderler düzeyinde G20nin toplanmasına
gerek kalmadığı yönünde bir karar alınması, kimseyi
şaşırtmamalı.
Not: G20 Liderler Zirvesine son verilmesi, G20 Maliye Bakanları
ve Merkez Bankası Başkanları toplantılarının devamına engel
değildir.
KAYNAK :
http://t24.com.tr/yazarlar/vedat-ozdan/2015-turkiye-g20-zirvesi-iptal-edilirse-kimse-sasirmasin,9940 |